kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 20 Temmuz 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Ferhat Kentel ( Taraf, 18 Temmuz 2008)

Ergenekon sonrası sol medyada ses getiren yazarların çarpıcı görüşleri neydi?

Ferhat Kentel ( Taraf, 18 Temmuz 2008)
"Bugün sol adına konuşan bir kesim, bu tarih yokmuş gibi davranıyor. 'O sol'un beceremediğini bugün başkaları yapıyor ve 'sol'u sadece bir etiket zanneden ve cemaat dilinin içine hapsedenler bugün tarifsiz bir bocalama ve şaşkınlık yaşıyorlar. Adeta 'Benim gerçekleştiremediğim başarı başarı değildir,' diyen, kendilerinden başka kimseyi beğenmeyenler AKP ve Müslümanlar kârlı çıkacak diye Ergenekon'a karşı çıkmıyorlar... Her şeyi bildiğini zanneden, kendine toz kondurmayan, niyet atfeden, bol bol sınıf, kapitalizm, emperyalizm lafı ettikçe 'dokunmazlık' kazandığını düşünen, nefret dilini, şiddetin dilini yeniden üreten bir sol..."

Doğan Tılıç ( BirGün, 8 Temmuz 2008)
"Söylemeye çalıştığımız bu: Çatışmanın iktidar içi bir çatışma olduğu, buradan bazılarının beklediği gibi büyük bir demokratikleşme çıkmayacağı, bu hesaplaşmanın darbeler döneminin kapanmasıyla sonuçlanmayacağı. Kuşkusuz, yaşananlardan hiçbir toplumsal fayda çıkmaz denemez... Süreç, memlekette darbe yapılabilirliğine ilişkin düşünce ve inançların zayıflamasıyla sonuçlanırsa, ordu kamutanı da olsa bu tür işlere girişenlere dokunulabildiğini gösterirse, bu fayda hanesine yazılmalıdır. Ancak, Ergenekon operasyonu hukuki sonuçlarına götürülemez ve yeterince güçlü kanıtlar ortaya konamazsa, sürecin tam tersi bir sonuç doğurması da mümkün."

Ümit Kıvanç ( Taraf,12 Temmuz 2008)
"Dünyanın en apolitik tavrını takınıp kendine hâlâ sosyalist diyebilenlere şunu sormak istiyorum: Şu andaki kapışmada bizim taraf seçmemiz için, meselâ hükümet partisinin ne olması gerekiyordu? İşçileri öldürerek gemi yapanlara dur diye dayılanacak ve Tuzla'yı sendikalı işçilerin gül gibi çalıştığı, emniyetli, işçi dostu bir mekâna çevirecek bir başbakan mı olmalıydı? Kürt hakları için kolları sıvamış bir hükümet mi görmek isterdik? Bütün bunlar olsaydı zaten o hükümet neredeyse bizim hükümetimiz gibi bir şey olurdu. Bunca badireden geçtikten sonra biz uğruna ömrümüzü harcadığımız o siyaset denen şeyin nasıl yapıldığını hâlâ anlayamadık mı? Bu kadar aciz miyiz?"

Mithat Sancar ( BirGün, 14 Temmuz 2008)

"Ergenekon'un bir sistem içi iktidar meselesi olduğu gerçeğinden hareketle tarafsızlık sonucuna varmak da, solu 'hayatın içinde bir taraf' olarak inşa etme çabasından kaçmak, dolayısıyla apolitikleşmeye savrulmak anlamına gelir. Darbecilere karşı mücadele edebilecek olan yegâne gücün kendisi olduğuna inanan sol, bunun gereklerini pratikte ne kadar yerine getirdiğinden bağımsız olarak, şimdi bu iddiasını yitirmekte olduğunu sezmenin şaşkınlığını yaşıyor olabilir mi? Yoksa solun bilinçaltında asker, aslında bir yandan kendisinden nefret edilirken, öte yandan iyisiyle kötüsüyle alıştığımız hayatın devamının nihagarantisi olarak mı yer etmiş? Yani bir tür aşk-nefret ilişkisi mi söz konusu?"

Bülent Forta ( BirGün, 9 Haziran 2008)
"Her kim bu iktidar kavgasını kazanırsa kazansın ortaya bir 'pyrus zaferi' çıkacak bu açıkça görülüyor. Çünkü kazananların kaybedenlerden farklı bir vaadleri yok. Bütün sorun halkı kimin nasıl yöneteceğiyle ilgili. Özelleştirmeler konusunda, sosyal hakların budanması konusunda, 1 Mayıs'ın engellenmesi konusunda, özgürlüklerin ve demokrasinin kısıtlanması konusunda bir görüş ayrılığı yok aralarında. Bu durum o kadar ayan beyan ortada ki; yıllarca sol düşüncelere inanmış insanların, şu ya da bu şekilde çatışan güçlerden birinin ideolojik çekim alanına kapılmasını anlamak mümkün değil... Ve belki de ben o duvar yazısını bu kadar özlüyorum: Tek yol devrim."
Haberin fotoğrafları