Türkiye ciddi bir krizle karşı karşıya.
İnsanların bir bölümü, iktidarın Meclis çoğunluğuna dayanarak, uzlaşma aramadan yasal düzenlemeye gittiğine inanıyor.
İktidarın özellikle türban düzenlemesindeki tavrı bu inancı güçlendiren bir tutumdu.
Ardından AK Parti'ye kapatma davası açıldı.
İş bununla kalmadı, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcı, davayı emekli orgeneralleri kapsayacak şekilde genişletti.
Şimdi, AK Parti'ye oy verenler, kapatma davasının siyasi amaçlı olduğunu düşünüyor.Aynı şekilde CHP'ye oy verenler veya CHP'nin doğru yolda olduğuna inananlar da, Ergenekon davasının muhalefeti susturmaya yönelik bir girişim olduğuna inanıyor. Bu travmatik bir toplum yapısı.
Toplumun kendini laik kabul eden kesimi de, "Muhafazakârım" diyen kesimi de yargı süreciyle ilgili kuşkulara sahip.
Üstelik bu süreç sadece bizim kendi düzenimizi ilgilendiren bir durum değil.
Avrupa Birliği, ABD ve yeni yükselen güç Rusya'yı ilgilendiren bölümleri var.
Mesela darbe iddiasıyla tutuklanan zanlıların Avrasya projesine sıcak, AB ve Amerika'ya karşıt bir tutum içinde olduğu da bir gerçek. Şu anda Ergenekon örgütlenmesine destek veren ve Batılı yaşam tarzını desteklediğine inanan insanlar aslında kendilerini Doğu'ya çevirmeye çalışan bir hareketi destekliyor.
Balzac'ın romanlarındaki dramatik durumu şu an
Türkiye'de yaşıyoruz.
Laikliği desteklediğine inanan insanlar bir anda kendilerini faşist bir darbeyi destekler pozisyonda bulabiliyor. Ama işin daha kötüsü faşist bir darbeyi desteklemeye de ruhen hazırlar.
Çünkü muhafazakâr kesimin anlamadığı ve kabul edemediği bir gerçek var, o da bu insanların seküler ahlak kuralları içinde yetişmiş olması.
Onlar laik bir faşizmi, muhafazakâr bir demokrasiye tercih etmeye hazır.
Muhafazakâr çoğunluğun bu gerçeği görmesi ve toplumsal uzlaşmaya ciddi önem vermesi gerekir.
Bu durumu sağlamanın yolu artık parti kapatmaktan geçmemeli, muhafazakârlar da oyçokluğunun bir ülkede gerçek iktidar olmaya yetmediğini görmeli. Bu nedenle
Türkiye ciddi bir restorasyon sürecinden geçmeli.
Burada kendilerini ne kadar mağdur ve gadre uğramış görürse görsünler asıl sorumluluk muhafazakârlara düşüyor.
Çünkü yakın gelecekte onlardan başka bir alternatif görünmüyor.
Yayın tarihi: 16 Temmuz 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/07/16//haber,C311CB43CE4541B2B82E39380E9D228E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.