Kuruçeşme Arena'da konser izlemeyen var mı?

Denizle ve güneşle vedalaşıp tatilden dönmüş, aklı Fethiye'nin serin sularında kalmış birini İstanbul'a dönünce ne paklar? Bildiniz, on puan: Bir Boğaz molası! Bu adaptasyon süreci olmazsa, depresyondasın maazallah. Uçaktan indim, "Sezen konseri var Kuruçeşme Arena'da" dediler, bavulu eve fırlattım koştum. İstanbul gündüz ne kadar sıcak olursa olsun, akşamüzeri Boğaz püfür püfür. 'Oh be' dedim! Millet şıkır şıkır giyinmiş, kendini konser mekanına atmış. Epeydir konser izlememişim burada; Cafe Crown mekan açmış, banklar, masalar atılmış, en önemlisi seyircinin oturması için tribün yapılmış bu yıl. Niye söylüyorum bunu? Çoğu insan Kuruçeşme Arena'da ayakta konser izleyeceğini sanıyor da ondan. Oysa, aynen Açıkhava'da olduğu gibi tribün şeklindeki oturma düzeni artı olarak eşsiz bir manzarası var buranın. Bu manzarayı konserler dışında da değerlendirmek isteyen BKM yönetimi, yeni yeni fikirler üretiyor. Biliyorsunuz Euro 2008 maçları sırasında dev ekrandan maç yayını yaparak mekanı doldurdular. Şimdi de açıkhava sinemasını hayata geçiriyorlar. Temmuzun ilk haftasından itibaren vizyondaki filmleri ay ışığı ve Boğaz manzarası eşliğinde izleyebilirsiniz. Pekiiii bu kadar güzel bir konser alanımız var da, kıymetini biliyor muyuz? Elbette hayır! Neyin kıymetini biliyoruz da bunu bilelim! Mekanın yola bakan kısmındaki paneller yüzünden her gün zabıtalarla karşı karşıya geliyor işletmeci. Bir gün gelmişler paneller yıkılmış. Sebep? "Görüntüyü engelliyorsunuz!" Bunun gibi pek çok problem. "Zabıtaya mı dert anlatacaksın?" diyorlar haklı olarak. Bütün problemleri çözecek tek adres de Büyükşehir Belediyesi. Merak ediyorum Kadir Topbaş bir kez olsun bu mekanlara gelip konser izledi mi? Sadece Arena değil, bu tür açıkhava mekanlarındaki etkinliklere hiç göz ucuyla da olsa bakabildi mi? Bakmış olsaydı, 2010 kültür başkenti İstanbul'daki böyle yerleri ne kadar özenle koruması gerektiğini bilirdi ve ona göre davranırdı eminim.