'Yılda 1 milyar $ harcadığımız pırlantaların % 60'ı sertifikasız'

Türkiye'de pırlantalı mücevherat sektörünün büyüklüğünün 1 milyar dolar olduğunu belirten İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Alaattin Kameroğlu, satılan pırlantalı ürünlerin ancak yüzde 40'ının sertifikalı olduğunu belirtti. Sertifikanın pırlantaların 'nüfus cüzdanı' olduğunu ifade eden Kameroğlu, "İçimizdeki kötü niyetli kişileri temizlemek zorundayız. Bu yüzden International Diamond Laboratories ile bir işbirliği gerçekleştirip İstanbul'da Antwerp (Belçika), Dubai ve Mumbai (Hindistan)'den sonra dünyadaki 4. elmas laboratuvarını kuruyoruz. Bunu yapmamızın önemli bir nedeni pırlanta tüketicisinin haklarını korumak. Laboratuvar yaklaşık 1.5 milyon dolara mal olacak" dedi.

105 BİN KARAT İTHALAT
Sertifika almak isteyen üretici ve tüketicilerin mücevherlerini 50-100 dolara sertifikaladıklarının altını çizen Kameroğlu, laboratuvar kurulmasının bazı imalatçıları rahatsız ettiğini kaydetti. Mücevher üzerindeki yüzde 20'lik Özel Tüketim Vergisi'nin (ÖTV) sektörü kayıt dışına ittiğini belirten Kameroğlu, "Bu vergi tamamen kaldırılmalı. Vergi kazançtan elde edilmeli. İç piyasada rekabet etmek isteyen üretici ÖTV yüzünden kayıt dışı çalışmayı tercih ediyor. Adam 500 dolara bilet alıyor. Gidiyor Dubai'den pırlantaları satın alıyor. Cebine koyup, elini kolunu sallaya sallaya gümrükten geçiyor. Bu yüzden bu ÖTV ile diğer ülkelerle rekabet etmemiz zorlaşıyor" diye konuştu. 2007 yılında Türkiye'nin yaklaşık 105 bin karat pırlanta ithal ettiğine değinen Kameroğlu, sadece 2 milyon dolarlık ÖTV ödendiğini vurguluyor. Bu rakamı 'komik' olarak nitelendiren Kameroğlu, Türkiye'de bundan 5 yıl önce 30 bin kuyumcunun bulunduğunu, bugün bu sayının 22 bine gerilediğinin altını çiziyor. Kameroğlu, İstanbul'da 6 bin kuyumcunun faaliyet gösterdiğini, en azından da 2 bin imalatçının bulunduğunu vurguladı.

'İLK 5 AYDA PAZAR %30 DARALDI'
Mücevherat sektöründe Türkiye çapında 250 bin kişinin 'ekmek' yediğini kaydeden Kameroğlu, "Kuyumculuk sektörünün yıllık cirosu yaklaşık 4 milyar dolar seviyesinde. Bunun 1.5 milyar doları direk ihracat, 1 milyar doları ise bavul ticareti ve turistlere satılanlardan meydana geliyor. İç piyasanın talebi ise yaklaşık 1.5 milyar dolar seviyelerinde" dedi. Pazarın dünyadaki resesyon, altın fiyatlarının durdurulamaz yükselişi ve Türkiye'deki siyasi belirsizlikten ciddi oranda etkilendiğine dikkat çeken Kameroğlu, 2008'in ilk 5 ayında pazarın yaklaşık yüzde 30 daraldığını belirtti. Türkiye'de yaşanan siyasi belirsizliğin, dünyadaki krizin çok önüne geçtiğini ifade eden Kameroğlu, mücevher tüketicisini 'huzursuz' olarak nitelendirdi.