Mesut Yılmaz,
"irtica" dolayısıyla askere görev biçiyor ama, 1998'de, başbakan sıfatıyla ülkeyi yönetirken neler söylediğini unutuyor. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
"28 Şubat kararlarından sadece 8 yıllık kesintisiz eğitim gerçekleşti, diğer 17 madde için adım atılmadı" şeklindeki ısrarlı açıklamaları üzerine, şöyle konuşmuştu:
"İrtica ile mücadele hükûmetin görevi. Her şeyin başı da hükûmettir. Ben orduya irtica ile mücadele görevi vermedim." (18 Mart 1998-Gazeteler)
Hatta Mesut Yılmaz, Gürcistan'a giderken uçakta gazetecilere yakınmış, eliyle apolet ve
"1" işareti yaparak, askerin
"irtica var" diye bastırmasının altında 30 Ağustos'taki terfi meselesinin yattığını anlatmak istemişti. O tarihte, Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın görev süresi bir yıl uzatılsaydı, Çevik Bir'in önü açılmış olacaktı. Çevik Bir yandaşları, böyle gerilimli bir atmosfer içinde, esas amaçlarını gerçekleştirmeye çalışıyorlardı. Mesut Yılmaz da, bunun farkındaydı.
Demek, irtica söylemi, gerçeği yansıtmıyor. İktidar mücadelesini gölgeleyen, kamufle eden bir paravan görevi ifa ediyor.
Yayın tarihi: 24 Haziran 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/24//haber,A5464D7C19FB4949B08D346771B0032E.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.