kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 18 Haziran 2008, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
ERDAL ŞAFAK

Bir eleştirinin düşündürdükleri

3 Ekim 2005'te AB ile Türkiye arasında katılım görüşmelerinin başlaması ve ilk başlığın açılıp kapanması törenine katıldığımız Lüksemburg'ta dün 2 başlık daha açıldı. Etti 35'te 8!
Gerçi Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, "Lizbon Antlaşması yürürlüğe girmeden asla genişleme olmayacak" uyarısında bulundu ama onu biz değil, Euro 2008 çeyrek final maçındaki rakibimiz Hırvatistan düşünsün.
Çünkü Türkiye'nin önünde yılda ortalama 4 başlıktan en az 9 yıl var. 8 başlığın Rumlar'a limanları açmadığımız için dondurulması, 5 başlığın ise "Tam üyeliğe götürdüğü" gerekçesiyle Sarkozy tarafından engellenmesi cabası. İlki dışında hiçbir başlığın kapatılmaması ise ekstrası.
Oysa dün açılan 2 başlıkla yolu yarılayan (35 başlıktan 20'sini halletmiş oldu) Hırvatistan 2010 sonu veya 2011 başında AB'ye katılmayı hedefliyor. O yüzden İrlanda halkının Lizbon Antlaşması'nı reddetmesi en çok onları şaşırttı.

CHP'yi eleştirmek
Biz ise Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın 2 başlığın açıldığı Hükümetlerarası Konferans önce yaptığı açıklamaya şaşırdık. Şöyle dedi: " Ana muhalefet, Meclis İçtüzüğü'ndeki tüm araçları kullanarak, AB uyum yasalarının TBMM tarafından kabul edilmesini yavaşlatıyor. Bu da AB-Türkiye ilişkilerine zarar veriyor."
Bu yaklaşıma, bu bakış açısına birçok itirazımız var.
1-Bu tür eleştiriler Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı tarafından değil, bir siyasi parti sözcüsünce yapılırsa uygun düşebilir. Babacan dün Lüksemburg'ta iktidarı ve muhalefetiyle tüm Meclis'ten ve bütün kurumlarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nden aldığı yetkiyle Hükümetlerarası Konferans'a katıldı.
2-Muhalefetin Meclis'te muhalefet görevini yapması çoğulcu parlamenter rejimde ne zamandan beri kabahat oldu? Babacan'ın yalnızca Ana Muhalefet'e, yani CHP'ye yüklenip, AB reformlarında çok daha katı direniş sergileyen MHP'yi es geçmesi ise, iktidarın her olumsuzluğun faturasını Baykal ve arkadaşlarına yüklemeleri anlayışını yansıtıyor.
3-Dışişleri Bakanı'nın Türkiye'nin sorunlarını dışarıya taşıması, taşımakla kalmayıp şikayet etmesi de hoş değil.
Bu da, yine son zamanlarda ortaya çıkan bir politikanın epeyce çok örneğine bir yenisini ekliyor.
4-CHP'yi savunmak bize düşmez ama Ana Muhalefet'in "AB uyum yasalarını engellediği" sitemi pek doğru değil: TBMM'nin kabul ettiği 9 uyum paketinin 6'sında CHP'nin desteği ve katkısı oldu. (İlk 3 paket CHP'nin Meclis dışında kaldığı 21'nci Dönem'de yasalaştırıldı.) Bu paketlerin yan ürünü olan 64 yasanın 63'ünde de CHP'nin katkısı ve oyları var. (Medeni Kanun hariç. O da 21'nci Dönem'de kabul edildi.) Türkiye, CHP'nin de çabalarının bulunduğu o paketler ve yasalar sayesinde müzakereleri yürütüyor.
5-Ve son bir itiraz: İktidarın hiç değilse AB uyum paketleri için muhalefetle diyalog arayışlarına önem verdiğinden kuşkumuz var. Buyurun Meclis AB Uyum Komisyonu Üyesi, Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Üyesi ve CHP Uşak Milletvekili Osman Coşkunoğlu'nun bize gönderdiği email:

Uyutulan Komisyon
"27 Temmuz 2007 seçimlerinden sonra üyesi olduğum AB Uyum Komisyonu'na ilişkin bazı somut gerçekler şöyle:
- Daha bir kez bile Başmüzakereci Ali Babacan ile toplantı yapmadık. (Seçimin üstünden neredeyse 11 ay geçti!)
- AB Dışişleri Bakanları'nı buluşturan Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi'nde 26 Mayıs 2008 tarihinde onaylanıp Babacan'a sunulan Ortak Tutum Belgesi, hâlâ biz komisyon üyelerinden gizli tutuluyor. Bu konuda benim 'Belgenin içindekiler gazetelerde bile yer aldı' diye gizli tutulmasına itirazıma, 'Gazeteler nereden öğreniyor bilmiyoruz, belki AB yetkilileri vermiştir' yanıtını aldım.
- AB'ye yeni üye olmuş ülkelerde, üyelik süreci içinde, AB Uyum Komisyonları'nın hükümet ve başmüzakereciyle çok sıkı bir ilişki içerisinde çalıştığı bilinen bir gerçektir. Hatta, ülkelerin bazılarında, adaylık sürecine yasama organını tam olarak katabilmek için, komisyon başkanları ana muhalefet partisinden seçildi. (Slovenya, Çek Cumhuriyeti gibi...)
- Babacan'ın her fasıl için AB'ye sunduğu Müzakere Pozisyon Belgesi, komisyonumuzda tartışılmadan hazırlanıyor. Hatta bu belgeler hazırlanıp AB'ye sunulduktan sonra bile biz komisyon üyelerinden gizli tutuluyor. Kısaca yasama tamamen dışlanıyor."
Babacan'ın hiç değilse bu iddialara bir cevabı olmalı. Bekliyoruz.