Hepimizin üzerinde fikir yürütebildiğimiz, ahkam kesebildiğimiz bir konu futbol.
Onun için bu kadar popüler, onun için bu kadar birleştirici.
Siyasi fikirleri ne kadar farklı olursa olsun, insanlar aynı takımı tutabiliyor, aynı skora keyiflenip kederlenebiliyor.
Şair, yazar, bilim adamı, siyasetçi, asker, gazeteci fark etmiyor. Her Türk aslında futbolcu veya futbol yorumcusu doğuyor.
Bir topun peşinde eğleniyor, kızıyor, kızdırıyoruz.
Herkesin birbiriyle kavgalı, toplumun en parçalanmış olduğu bir ortamda, maçın bitimine 3 dakika kala atılan bir gol, herkesi tek vücut yapabiliyor.
Tüm kavgaları unutuyoruz. Hele bir de milli takım kazanmışsa, iyice coşuyoruz.AKP'li, CHP'li, DTP'li fark etmiyor. Bizi küçümseyen, beğenmeyen, kendinden kabul etmek istemeyen Avrupalı'ya karşı alınan galibiyet daha anlamlı oluyor.
Çek Cumhuriyeti karşısında en umutsuz olduğumuz anda gelen galibiyet bu duyguyu herkese yaşattı.
Umudun gücünü hepimize bir kez daha gösterdi aslında.
Diyorum ya, bu meşin yuvarlak herkesi peşinden koşturuyor.
Şairler, ona ilişkin duygularını kelime oyunlarıyla bakın nasıl dile getiriyor:
"Üç direkli bir kaledir dünya Sağdan akıyor erzincan Ceza sahasına girdi Hasan Hüseyin'e geçirdi Ali dokundu topa Üç direkli bir kaleyse dünya Kaleyi bulan toptur ilah Şu futboldan illallah İllallah-ı veresuli" Can Yücel Veya usta şair Nâzım Hikmet. Futboldaki ustalığı kelime ustalığını aratmazmış, bakın kendini nasıl anlatmış: "Futbolda eski kurdum. Fenerbahçe'nin forvetleri mahallede kaydırak oynayan birer piç kurusuyken ben en ağır hafbekleri yere vururdum. Futbolda eski kurdum. Santıradan alınca pası
çakarım Hooooooooooooooooooooooooop! 5 numro top açık ağzından girer golkipin karnına. Bana mahsustur bu vuruş futbol potinlerim kurşunkalemimden öğrendi bu zanaatı! O kurşunkalemim ki 9 deliğinizden vücudunuza her tıktığı mısra işkembenizde taş. Şairiz be, şairiz dedik ya be arkadaş... "
Şiir deyip Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nu unutmak olmaz. İşte duygularımızı en güzel ifade eden bir şiir: "İstanbul deyince aklıma Stadyum gelir Güne güneşe karşı yirmibeşbin kişi Hepsinin dudağında İstiklal Marşı Bulutlar atılır top top pare pare Yirmi beş bin kişilik bir aydınlık içinde eririm Canım ağzıma gelir sevinçten hilafsız İsteseler bir gelincik gibi koparır veririm ...
Daha fazla sokulmak isterim yanlarına Ben de bağırıveririm birlikte Avazım çıktığı kadar Göğsümü gere gere Ver Lefter'e yaz deftere İstanbul deyince aklıma Stadyum gelir"
Yayın tarihi: 17 Haziran 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/17//haber,C89E4AD18D324725BB4184A388FCFF6D.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.