Bir süre önce Suna ve İnan Kıraç Vakfı'nın İstanbul Beyoğlu Tarlabaşı'na yapacakları kültür kompleksinin bürokratik engellere takıldığını yazdım.
Niyetim bir kamuoyu oluşturarak, bu engellerin ortadan kalkmasına katkıda bulunmak, Kıraç'ların sesini duyurmaktı.
Ama maalesef ne benim yazım, ne de çıkan diğer haberler, yetkililerin pek de umurunda olmadı; bürokrasi cephesi hala sessiz.
Bu yüzden işin bitirilme şansı da artık ortadan kalkmış görünüyor.
Çünkü bu iş
İnan Kıraç'ı sadece "bıktırmamış" aynı zamanda "utandıracak" bir noktaya getirmiş...
Önceki yazımızdan sonra İnan Kıraç'la konuştum. Uzun uzun nasıl emek verdiklerini ve nasıl bir heyecan yaşadıklarını anlattı.
Ve bugün gelinen noktada,
İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile
TRT Genel Müdürlüğü'nün anlaşamaması nedeniyle işin bittiğini söyledi.
Ama en çok da dünya çapında bir mimara karşı duyduğu mahcubiyeti anlattı:
"Biz istedik ki İstanbul'a yakışan modern bir yapı olsun. Bunun için de dünyanın en ünlü mimarı Frank Gehry ile anlaştık. İstanbul'a geldi, yeri inceledi. İnşaat tekniğimizin çok geliştiğini söyledi. Ve son eserini İstanbul'a yapacak olmaktan mutluluk duyduğunu anlattı. Her şey iyi gidiyordu. Ama belediye yer sorununu aşamayınca zor durumda kaldık. Şimdi tazminat ödeyeceğiz. Bunlar önemli değil ama ben o ünlü mimarın karşısında düştüğümüz durumdan çok utandım."
Bir sanatsever, bir İstanbulsever verdiği sözden dolayı utanma duyuyor ama ne yazık ki bu kenti yönetenler hiç oralı değil.
İstanbul'u Avrupa'ya taşıyacağı iddiası ile yola çıkan,
2010 Avrupa Kültür Başkenti Yürütme Kurulu da mı uyuyor acaba?
Yayın tarihi: 17 Haziran 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/17//haber,7C85A6DB514845E8939702D92B22745B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.