Televizyondaki programımıza davet ettiğimizde sormuştum Nurgül Yeşilçay'a; "Asla oynamam dediğin bir rol var mıdır?" diye... O da "Eğer bir rol benim savunmadığım, doğru bulmadığım bir fikri, duruşu sevdirmeye yardımcı olacaksa, kabul etmem" demişti. Gayet mantıklı, değil mi? Bir oyuncu savunmadığı şeylerin bayraktarlığını niye yapsın? Niye karşısında durduğu fikirlerin, olayların 'tanıtımını' üstlensin, onun duyurulmasına katkı sağlasın ki? Ereğli Belediyesi'nin düzenlediği festivalde sahneye çıkmak için anlaşma yapan Edip Akbayram da belediyenin AKP'li olduğunu öğrenince anlaşmasını iptal etmiş. Belediye Başkanı Murat Sesli, "İnsanlar arasında ayrımcılık yapmak kendisine hiç yakışmadı. Bana değil, Ereğli halkına konser verecekti, sanatçı kişiliğine ihanet etmiştir" demiş. Akbayram da "Bugüne kadar hiçbir AKP'li belediyenin konserine çıkmadım. Bu benim kişisel tercihim, özgürlüğüm" diye karşılık vermiş. Hadi bakalım, iki ucu şekerli değnek! Evet sanatçı dediğin; seyircisini ayırmaz, profesyonelliğini ortaya serer ve kendisini dinlemeye gelenlere şarkılarını söyler. Buraya kadar tamam. Da... Eminim ki, Edip Akbayram burada seyirciye değil, anlaşmayı yaptığı belediyeye itiraz etmiştir. Bir sanatçının politik görüşü var ise ve o politik görüşün icap ettirdiği şekilde davranmak istiyorsa buna kimsenin lafı olamaz. Burada Başkan'ın dediği gibi ortada bir 'ayrımcılık' olduğunu düşünmüyorum. Kendisini yakın hissetmediği bir politik görüşün sahipleriyle anlaşmak istememiştir olsa olsa... Buna da saygı göstermek gerekir diye düşünüyorum.
Yayın tarihi: 16 Haziran 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/16/gny/sever.html
Tüm hakları saklıdır.