Görüşler:
Rıfat N. Bali Araştırmacı/Yazar
Reklamların ve medyanın etkisi büyük
"İnsanlar lüks markaları kendilerinin yaşadıkları veya yaşamak istedikleri hayat tarzını temsil ettiği için kullanıyor. Alım gücü yetiyorsa, pahalı markaları kullanabiliyor. Müsait değilse, sahtesini alıyor. Çünkü pahalısını almayı yediremiyor. Bu bir illüzyon tabii ki. Ama insanlar hayallerle yaşıyor ve bu hayallerde pek tabii reklamların, pazarlamanın ve medyanın etkisi büyük. Özellikle gençler, yaratılan bu imajdan çok etkileniyor. Sevdiği artisti kopyalamak istiyor. O sınıfa ait olmadığını bilse bile, çevresindekilere hava atmak için taklit kullanabiliyor. Kendisini bir an için bile olsa iyi hissediyor."
Ali Saydam Akşam gazetesi yazarı/ İletişimci
Sahte alan başka yerlerde de sahtekârlık yapıyordur
"Markalar kişiye vaat, güvence ve iletişim değeri veriyor. Belirli bir markayı giyince simge ve statü oluşturuluyor. Mesela GAP giyenle, Tommy Hilfiger giyen arasında fark var. Çünkü ikisinin de algılaması farklı. İnsanlar da markaların oluşturduğu bu algılama çemberinin içinde olmak istiyor. Parası varsa alıyor. Sahte mal alanlar ise, alt kültür grupları; merdiven altı dediğimiz kişiler. Taklit ürün alınması, kayıt dışı ekonomiye hizmet anlamına da geliyor. Kurumsal vatandaşlığın içinde yer almak için vergisi ödenen, fişi kesilen ürünler alınmalı. Parası olup da sahtesini alanlar, başka yerlerde de sahtekârlık yapıyor demektir. Bu bir anlayış, kültür ve ahlak meselesidir."
Elvin Aydın Psikolog Doktor
Sahte göründüğünü bilmiyor, çünkü eğitimi yok
"İnsanlar aidiyet hissi için, 'Ben de onlardanım,' demek için belirli markaları tercih eder. Çünkü onlar için önemli olan şey, markaların temsil ettiği kimliği taşımaktır. Markalar da pazarlamalarına onlarca para dökerek bunu sağlamlaştırmaya çalışıyor. Sınıf atlamaya çalışan da 'Ben üst sınıftanım,' demek için marka kullanır. Gücü yetmeyenler sahte de kullanıyor. Hayat standartıyla örtüşmediğinin, sahte göründüğünün farkında değil. Çünkü öyle bir eğitimi; orijinalinin nasıl olduğuyla ilgili bir bilgisi de yok!"
Avukat İhsan Tellioğlu Tellioğlu Avukatlık Bürosu
Sahte sadece imitasyon değildir
"Sahte ürünler gibi, orijinallerin büyük bir kısmı da Çin'de üretiliyor. Defolu, hatalı olan mallar da aslında 'orijinal' oluyor ama markanın satış izni, rızası olmadığı halde satılan her şey, 'sahte' sayılıyor. Bu mallar genelde Çin ve Kore'den geliyor. Türkiye'de taklit üretimi çok ama satış daha da çok. Taklitle savaşmak için ya mağazalaşma artırılıyor ya da hukuki yöntemler tercih ediliyor. Taklit ürünlere verilen hapis ve para cezaları Türkiye'de de artırıldı."
Yayın tarihi: 1 Haziran 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/06/01/pz/haber,E4089CB38A5246B59168F43AF554999C.html
Tüm hakları saklıdır.