Başsavcı'nın mütalaası aynı

Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AK Parti kapatılmazsa şeriatın yaşama geçeceğini savundu. Venedik ilkelerine göre de partinin kapatılması gerektiğini, davayı eleştiren AB ülkelerinin, laik cumhuriyeti görmezden geldiklerini belirtti. İddianamedeki kanıtlar için, "Davalı partinin söz ve eylemleri ılımlı İslam devleti adı altında bir şeriat devletine gidişin açık kanıtlarıdır" diyen Başsavcı, "AK Parti kapatılırsa siyasi istikrarsızlık olur" tezine "Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, siyasi olasılıklardan etkilenmeksizin demokratik düzenin korunması için anayasanın verdiği görevi yerine getirmekle sorumludur" yanıtı verdi. Başsavcı mütalaasında, "Kapatma yaptırımı, davalı partinin son aşamada, demokrasiyi ortadan kaldıran, şiddet ve şiddet çağrısını amaçlayan bir modeli (şeriatı) yaşama geçirmeyi hedeflediği için hukuka uygundur" dedi.

BAŞSAVCIDAN AB'YE YANIT
Başsavcı, "laiklik zorla dayatılamaz" diyen AB Komisyonu Başkanı Barroso ve AB ülke temsilcilerinin eleştirilerine de şu karşılığı verdi: "Bazı iç ve dış odaklar, çoğulcu demokrasinin teminatı olan yargı kurumlarını üstelik demokrasi adına ağır bir dille eleştirip Türkiye Cumhuriyeti'ni hak etmediği bir konuma sokmuşlardır... Bazı siyasetçiler, 'demokratik laik-laikliğin zorla dayatılması' gibi kavramlar üreterek ülkemizin kuruluş felsefesini, anayasal düzeni, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerini görmezden gelmişlerdir." Başsavcı mütalaasında, AK Parti'nin "şiddete karışmayan partilerin kapatılamayacağı" nı içeren Venedik ilkelerine göre de kapatılması gerektiğini şöyle savundu: "Bu ilkeler yalnızca şiddetle sınırlı değildir. Bunlar arasında "ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve hoşgörüsüzlük de bulunmaktadır. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi, Venedik ilkelerinden farklı olarak bir parti, sivil barışı ve demokratik anayasal düzeni tehlikeye sokuyorsa bu amaca ulaşmak için demokratik yolları kullanıyorsa dahi kapatılabileceği kuralını getirmiştir... Davalı partinin eylemlerinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Venedik ilkelerine aykırılığı açıkça ortaya çıkmaktadır." Anayasa değişikliklerinin laiklik ilkesine aykırı olduğunu tekrarlayan Başsavcı, değişiklikler "yasama faaliyeti" olduğu için partinin bu nedenle suçlanamayacağı görüşünün yerinde olmadığını savundu ve "Bu açıdan davalı partinin devleti teokratik bir yapıya dönüştürmesi beklenilmeden dava açılmıştır" dedi.

GÜL'Ü DE BAĞLAR
Başsavcı Yalçınkaya, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün davada taraf olmadığından yargılanmasının söz konusu olmadığını belirtirken, şu ifadeleri kullandı: "Siyasi parti kapatıldığında kendiliğinden gelen hukuki ve demokratik kurallara uygun sonuçları olacaktır. Abdullah Gül'ün davalı partinin üyesi olarak, Başbakan, Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı sıfatıyla görev yaptığı sıradaki beyan ve faaliyetlerinin değerlendirilmesi yasal bir zorunluluktur."