Deniz Baykal'ı "diğerleri" izlemeli

Meclis'in yeni yasama yılına Cumhurbaşkanı'nın konuşması ile girmesi geleneğini büyük Atatürk başlattı. Sene 1938. Yeni yasama yılının "açılış oturumu" 1 Kasım'da. Ama Atatürk rahatsız.
Öyleyse ne olacak?
Atatürk, Başbakan Celal Bayar'dan rica ediyor:
- Benim konuşmamı Meclis kürsüsünden lütfen siz okuyunuz.
- Baş üstüne.

Büyük Ata'nın "son Meclis konuşması", Meclis'te yaptığı konuşmaların en kısası.
Atatürk (Bayar'ın okuduğu) son konuşmasının bir yerinde diyor ki:
- Cumhuriyet'in getirdiği bütün iyiliklerden yurdun diğer evlatları gibi oradakiler de (DoğuGüneydoğu) tam anlamı ile yararlanacaklardır.
Ata da, daha sonra gelen yönetim kadroları da "bölgeyi" kucakladılar. Ama hâlâ önemli "noksanlarsorunlar" var.
Bizce, özellikle son yıllarda "siyaset sınıfının" bölgeye yeterince ilgi göstermemesi "büyük sorun." Yıllar var ki, gidişlerimizde "bölgede" sadece "2 partiyi" görüyoruz.
AKP ile DTP' yi.
CHP hep "Atatürk'ün partisiyiz" der durur.
Biz de her gidişte "oralarda" Atatürk'ün partisini arar dururuz.

Deniz Baykal'la, önümüzdeki hafta yapacağı Şanlıurfa ve Diyarbakır gezisini konuştuk.
"Söylemleri üzerinde" çalışıyordu. "Kucaklaşmaya" hazırlanıyordu. Baykal'ı "diğerleri de" izlemeli. "Bölgeye" bütün partiler gitmeli. Hem de "sürekli." Ve büyük Ata'nın verdiği "güvence" tekrarlanmalı.
Cumhuriyet'in olanaklarından herkes eşit olarak yararlanmalı.