Cannes dönüşü hareketli bir İstanbul beni karşıladı. Bu kent hiç durulmayacak mı? Ve daha ertesi gece, yorgun argın, kendimi Freddy Cole'un konserine attım. Nasıl atmam ki? Müzikte ilah bellediğim Nat King Cole'un kardeşiydi o. Ve ağabeyinin (daha 1965 yılında) ölümünden sonra, ona çok benzeyen sesiyle müzik yapmayı sürdürüyordu. Unutulmaz Nat'ın kızından (Natalie Cole'dan) sonra, onu da İstanbul'da dinlemiştim. Ama bir daha dinleme fırsatı kaçar mı? Hele 83 yaşında bir sanatçı sözkonusu ise... Bu iki konserle mevsimi kapayan Ortaköy'deki İstanbul Jazz Center'da, genelde yaş ortalaması yüksek bir büyük kalabalıkla birlikte ve ayrıca çok lezzetli bir yemek yiyerek izlediğimiz Freddy Cole, hem ağabeyinin şarkılarını hem de kendi repertuarını söylüyor. Ama en çok Nat King Cole klasikleriyle etkili oluyor:
Nature Boy, Mona Lisa veya
Pretend derken gözyaşlarınıza engel olmanız mümkün mü? Erken gittiğim için onunla konuşmak ve bendeki CD'lerini imzalatmak fırsatını da buldum. Ama ağabeyinden konuşmayı pek sevmiyordu. Hatta onun hâlâ aradığım birkaç parçasından söz edince, bilmediğini söyledi. Demek ki ya ben Nat King Cole'u ondan daha iyi biliyordum, ya da o bu konudan hoşlanmıyordu. Belki ömür boyu onun gölgesinde kaldığı için. Bilinmez ki! Bu güzel caz gecesini bize sağlayan Lindt çikolatalarına ve de Balkan İletişim'e teşekkürlerimizle...
Yayın tarihi: 30 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/30/cm/haber,8B721C3444B04736BCBADAD614D40455.html
Tüm hakları saklıdır.