Artık hiçbir tadı olmayan Eurovision Şarkı Yarışması'ndan sonra pazar günü, Cannes Film Festivali'nin kapanış törenini izlemek için keyifle geçtim televizyonun karşısına. Hem kırmızı halı şıklıklarını görmek istiyordum, hem de oyuncularla yapılan röportajları... Ama asıl önemlisi Nuri Bilge Ceylan'ın adını duymak için sabırsızlanıyordum Ve onun adını duyduğumda yerimden fırladım. Sahneye çıkışına, o kısa konuşmasına, kendinden emin ve sakin tavrına bayıldım. 'En İyi Yönetmen' ödülünü alması muhteşem bir şeydi. Büyük bir şeydi. Bu sevinci paylaşan sinemacıların görüşlerini alalım, 'coşalım, coşkulanalım' dedik... Sinema yıldızlarını, yönetmenleri, yapımcıları aradık. Hepsi çok coşkuluydu. Bu sevinç Hülya Koçyiğit'e dans bile ettirmiş. Yurtdışında olan Müjde Ar, haberi bizden öğrenmiş, yatağından fırlamış. Bunlar çok güzel duygular... Uluslararası bir başarıya alkış tutmak, o duyguyu paylaşmak çok güzel... Ama bazı kişiler; arkadaşlarımıza yanıt vermemiş. "Beni bulmamış olun" demişler, "Filmi izlemedim, onun için konuşamam" demişler. İşte bu feci bir şey. Çok feci bir şey... "Tebrikler" demek bu kadar zor geliyorsa, bunun adı büyük ama çok büyük kıskançlıktır diyorum...
Bugünkü Tüm Yazıları
Tebrik etmek o kadar zor mu?
Yayın tarihi: 27 Mayıs 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/27/gny/haber,61498381533241BD9E69F93FAC1CA537.html
Tüm hakları saklıdır.