Türk kadını gerçekten evlenme meraklısı!

Yazının başlığına hiç dikkat ettiniz mi? Tabii ki etmediniz! Eğer etseydiniz şimdi tekrar başa dönüp okumazdınız. Peki, yazının başlığında neye dikkat etmeniz gerekiyordu? Şuna: "Türk kadınının evlilik meraklısı olduğu gerçeği bir avuç feministe göre göreceli olsa da, toplumun çoğunluğuna göre değil." Ben toplumun çoğunluğu gibi düşünüyorum ve diyorum ki, "Türk kadını evlilik meraklısıdır. Evlenecek kocayı bulamayan bekar kızlar ise evdeki ananın başında püsküllü bir beladır!" Peki, Türk kadını neden evlilik meraklısı? Aslında bu sorunun birçok cevabı var. Ama bana göre en önemli cevap şu: "Türk kadını arazi koşullarına iyi uyum sağlıyor. Evlendiği erkeği sağmal bir inek gibi sağlı sollu sağıyor! Beleşe bir hayat yaşıyor."

DOYMAMIŞ ARZU
Şimdi bu yazdığım gerçeklerden dolayı bana sinirlenen biri varsa, boşuna sinirlenmesin. Arkamdan birtakım lafları da atıp tutmasın. Siz de şu gerçeği çok iyi biliyorsunuz ki, 'evlenmeyen her kadın kendisini eksik ve ezik hissediyor!' Hatta sonu boşanmayla bitse bile kadınlar evliliği arzuluyor. 'Doymamış evlilik arzusu!' yla bir ömrün geçmeyeceğini çok iyi biliyorlar. Yapılan bazı araştırmalar da benim bu düşüncemi destekliyor. O araştırmalardan birine göre evlilik; 'kadınların ruh sağlığını korurken, erkeğinkini bozuyormuş!' Bu araştırmanın sonucundan da anlaşılacağı gibi evlilik kadına yararken, erkekler kaba etinin üstüne oturuyor. Oturdukları yerden de bekar erkeklere bas bas bağırıyorlar: "Akıllı adam evlenmez!"

SEN BABALIĞINI YAP!
"Türk kadını neden evlilik meraklısı?" sorusuna tekrar geri dönersek, otuz yaşına basan her Türk kadının içinde annelik duygusunun filizlenmesi diğer önemli etkenlerden biridir. Her kadın (çocuğu erkeğin doğurmasını isteyen feminist kadınlar hariç) annelik duygusunu tatmak istemektedir. Bakmayın siz sperm bankalarının dünyada moda olma sürecine girmesine. Bu bankalar bizim kadınların 'kredi çipleri!' ni bozar. Bozduğu gibi de 'kaz kocaları!' kaçırır. Çünkü bizim kadınlar çocuklarının eğitimlerini sağlayacak bir 'yiğit baba!'ya her zaman ihtiyaç duyar. Kadın ne kadar iyi bir anne olsa da, çocukların masrafını babanın üstlenmesi fikrine şartlanmış ve saplanmıştır. Kıssadan hisse diyeceğim şu ki; 'kadın evliliğe meraklı olduğu için evleniyor. Erkeğe meraklı olduğu için değil!'