Biz ne zaman öğreneceğiz, vazgeçeceğiz bu 'elit görünmek, kendimizi en üst tabakaya ait göstermek için' başkalarını aşağılama tavrımızdan? Önce Aysun Kayacı... 'Dağdaki çobanla benim oyum niye eşit?' buyurdu kısa bir süre önce... O insanların kendilerini Kayacı gibilerle eşit hissettiği tek, yegane, biricik yerin sandığın başı olduğunu hiç hesaba katmadı; onları buna layık görmeyebildi kendince. Sonra da Demet Akalın patlattı bombayı... Bodrum konserinde kendisini alkışlamayan seyirciye "Dağdan mı geldiniz, Diyarbakır'dan mı?" diyebildi. Cevabını almış gerçi; yuhalanmış. O da ne halt ettiğini anlayıp özür dilemiş. Neye yarar? İnsanları; kökenleri, doğum yerleri, inançları, kimlikleri yüzünden aşağılamanın dünyanın en antidemokratik tavrı, en ayıplı hereketi olduğunun farkına varamıyoruz... Bu hataları yaptıktan sonra hiç ders almıyoruz... Bakışımız, duruşumuz bu değil mi çoğumuzun? Hatırlayınız, 2001 yılında da Ebru Şallı benzer bir laf etmişti. Diyarbakır'daki defile izlenimlerini anlatırken "Diyarbakırlılar ter kokuyor" dediği için dokuz yıl hapsi istenmişti. Şallı o güne kadar İstanbul'daki bazı insanların da ter koktuğunu hiç duymamıştı galiba! Elit çevrelerde dolaştığı, kalbur üstü insanların bindiği asansörlere bindiği için herhangi bir asansörde koku almamıştı belli ki. Lüks arabalardan inmediği için, bazı taksi şoförlerinin nasıl koktuğunu bilemezdi tabii ki. Hiç ter kokan bir garson ona servis de yapmamıştı İstanbul'da büyük ihtimal! Demet Akalın da aynı hatayı yaptı. 'Hırt seyircinin' bir tek Diyarbakır'da bulunduğunu ima etti. Artık Batıdakilerin kafalarındaki bu imajı yıkmaları gerekiyor.
Bugünkü Tüm Yazıları
İstanbul'da 'hırt seyirci' yok galiba!
Yayın tarihi: 21 Mayıs 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/21/gny/sever.html
Tüm hakları saklıdır.