Tarık Ali, İskoç sosyalistleriyle birlikte.
İmza günündeki türbanlılar
İLİŞKİLİ HABERLER
İmza günündeki türbanlılar
-Başörtüsü ya da türban, Türkiye'de kitleleri ikiye bölen garip bir obje halini aldı. Üniversiteler veya kamusal alanlarda başörtüsü kullanımına yaklaşımınızı nedir?
-Bu konudaki kişisel görüşümü ifade ederek sözlerime başlayayım: Ben başörtüsünden hoşlanmıyorum. Aptalca bir şey. Ve eğer Türkiye'de yaşıyor olsaydım ne kızlarımı, ne kuzenlerimi ne öteki tanıdıklarımı buna teşvik ederdim. Ama, devlet hükümleri uyarınca meseleye bakacak olursak, şunları söyleyebilirim: Suudi Arabistan, İran gibi ülkelerde, başörtüsü-türbanın resmi bir kural olduğunu biliyorsunuz. Bu hükmü günlük hayata ve hukuka aktarırken, dini kuralları temel alıyorsunuz. İşte biz tam da buna, yani baskıcı hükümlere karşıyız ve böylesi bir tutumdan yana değiliz. Keza aynı prensibi laik bir devlet için de dillendirebiliriz: Ben, laik bir devlette, insanların başörtüsü takmalarının bu kadar sorun haline getirilmesini, bu konunun bu kadar büyütülmesini anlamıyorum. İnsanlar başörtüsünü farklı gerekçelerle takabilirler; kimi bunu kimlik adına, kimi din adına yapabilir. Hatırladığım kadarıyla, İstanbul Kitap Fuarı'ndaki bir imza günümde, başörtülü genç iki kadın yanıma gelince, onlara niçin başörtüsü taktığını sorduğumda, bana şunu söylemişlerdi: "Bunları takmamızın bir nedeni var; çünkü babamız ancak bunları taktığımız zaman sokağa çıkmamıza ve erkek arkadaşlarımızla görüşmemize izin verebiliyor." Dolayısıyla bu meselenin, bu kadar üretim yoksunu olması bir yana, ele alınış biçimi bile sorunun köküne inmemize izin vermiyor.
İLİŞKİLİ HABERLER
İmza günündeki türbanlılar
Yayın tarihi: 18 Mayıs 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/18/pz/haber,DA6E9A170B2C4B1BAA4937667B2D9726.html
Tüm hakları saklıdır.