Çin'deki büyük depremin iç burkan görüntülerini izlerken, aklıma tek kanallı televizyon döneminin yıldız dizisi geldi. Hani şu Uzakdoğulu bilge rahibin, çömez dövüşçüyü (David Carradine) karşısına alıp, "Dinle çekirge..." diye başlayarak hayat dersleri verdiği Kung-Fu dizisi... Diziyi hayranlıkla izlerdik. "Bu Uzakdoğulular'a hiç bir şey olmaz. Baksana ne kadar müthiş bir kültüre sahipler. Ne kadar doğru, düzgün, ahlaklı adamlar" diye geçirirdik içimizden. Adı yolsuzluğa karışan kent yöneticilerinin ya da yönettikleri bölgedeki doğal felaket sırasında birkaç insan kurban veren belediye başkanlarının "hara-kiri" yaptığı Japonya'ya bakıp, parmaklarımızı ısırırdık. "Adamlar modernleşmiş ama kültürlerini, özlerini de bırakmamışlar birader" klişesinden asla vazgeçmezdik. İşte Çin'i altüst eden depremin görüntülerini izlerken aklımda bu cümleler, uçuşup, durdu. Gazetelerdeki fotoğraflara baktım. Özel binalar dimdik ayakta, kamu binaları yerle bir. Devlet tiyatrosu enkaz olmuş, yanındaki apartman sağlam. Qingichuan Devlet Koleji çökmüş, yanındaki sitede çatlak yok. Sichuan Devlet Hastanesi tek kata inmiş, yanı başındaki özel firmanın üretim tesisi dimdik ayakta. Memurların oturduğu devlet lojmanı un ufak olmuş... Neden? Çünkü devlet ihalelerine fesat karıştırılmış. Kamu ihalesi alanlar ya bilgisizliklerinden ya da malzemeden çaldıkları için binalar mezara dönmüş. Bana göre çökenler sadece binalar değil, Uzakdoğu'nun, batılıları "mest eden" felsefesiydi. Para hırsı, rüşvetin en belirleyici kural haline gelmesi ve iktidardan nemalanma sevdası ne felsefe ne yüksek ahlak bırakmıştı ortada... Çekirge, sıçrayamamıştı...
Bugünkü Tüm Yazıları
Bu kez sıçrayamadın Çekirge
Yayın tarihi: 16 Mayıs 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/16/gny/haber,3C53AE0612204E7E9CBC18E3E268D9AC.html
Tüm hakları saklıdır.