Fenerbahçe'nin şampiyon olarak tamamladığı geçtiğimiz sezonun son haftalarını hatırlayın. Yine kriz vardı. Takımların puanları birbirlerine çok yakındı. Genç yöneticiler bir ay Samandıra'da yatıp, kalktılar.
Takımın üç kaptanı; Tuncay, Ümit Özat ve Rüştü sorumluluğu üzerlerine aldılar. Beşiktaş maçı da, Galatasaray maçı da, Trabzon maçı da bu havayla kazanıldı. Çünkü bu çocuklar hem takımlarının yıldızıydı, hem de aidiyet duygusu ile risk almak zorundaydılar. En çok onlar eleştirildi ama en çok onlar çalışıyordu.
Deyim;
'tekmeye kafa uzatmak' tır. Kalbinde bu duyguyla sahaya çıkan oyuncu, kazanmak için her şeyi yapar. Sinmez, aksine başkaldırır. Eğer takım içinde sinen bir arkadaşı varsa, ne yapar eder onun da başını kaldırır.
Fenerbahçe'nin, Galatasaray'a hediye ettiği şampiyonluğun bir başka analizi de budur.
Yabancı yıldızlar, kendi vizyonları için oynarken, Galatasaray'ın gençleri başkaldırmayı tercih ettiler. Onlar kötü oynadıkları maçlarda bile mücadele ettiler, Fenerbahçe'de ise savaşmayı tercih etmeyip, Alex'in bir şeyler yapmasını bekleyenler vardı.
SORUNSUZ SORUMLULAR KALDI Alex vazgeçtiğinde, Fenerbahçe bitti. Başka bir deyişle
'Türk yıldızların göç etmesi', metabolizmanın hazım sorunlarını ortadan kaldırdı. Geriye; öncelikle banka hesaplarını düşünen, sorunsuz sorumsuzlar kaldı.
Bugünkü Tüm Yazıları
F.Bahçe'nin Türk yıldızları göç edince...
Yayın tarihi: 12 Mayıs 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/12//haber,20EF208C95CA433F84A1BA5A38610028.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, TURKUVAZ GAZETE DERGİ BASIM A.Ş.