21'inci yüzyılın sanatı

Galeri GArt'da, "Two for the road" (Aynı yolda iki kişi) isimli bir sergi var. Fotoğraf ile resim sanatı bir arada sunuluyor. Fotoğrafları çeken Ali Arif Ersen, fotoğrafları fantastik resimleriyle süsleyen ise Argun Okumuşoğlu. Bu iki sanatçı, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nden atölye arkadaşı. 21. yüzyılın sanatını tanımak istiyorsanız, GArt'daki sergiyi kaçırmayınız. (Lunapark yanı Dolmabahçe)
Bir başka sergi de, Havva Çelik'in; Gölge Oyunu adını taşıyor. Havva Çelik, çalışmalarına, 1998'den beri Arzu Başaran'ın atölyesinde devam ediyor. Tabloların, siyasi olmasa bile, sosyal bir mesajı var: Gölgelerimiz eşittir; aynı renkte veya renksizliktedir. Gündelik hayatın içinde rastlaştığımız, ama kimi zaman görmek istemediğimiz farklı kimliklerle ancak gölgelerimiz aracılığı ile, benzer, hatta eşit alanları kaplarız. Havva başörtülü bir hanım; eşitlik ve özgürlük mesajı ile, bir çok mağdur genç kızımızın hislerine tercüman oluyor. Ayrıca " Bunlar okusa da çalışmıyorlar; eve kapanıyorlar" diye yazanlara dolaylı bir cevap veriyor. (Adres: Beyoğlu, eski Vakko'nun arka sokağı. Hasnun Galip sok. Pembe çıkmazı Zarifi apt)

Dikkat ederseniz, değişim, dünyanın da bizim de kaderimiz. Sadece teknolojide değil, sanatta da öyle. Sanatçı, yalnız gördüğünü resmetmiyor; adeta düşüncelerinin de fotoğrafını çekiyor; böylece tablolar, ayrı bir derinlik kazanıyor. Değişenler ve değişimi övenler ise kalıcı oluyor; onlara duyulan ilgi ve sevgi değişmiyor. Mevlana gibi...
"Her gün bir yerden göçmek ne iyi / Her gün bir yere konmak ne güzel. / Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş / Dünle beraber gitti cancağazım, ne kadar söz varsa düne ait / Şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
Vah statükocular, ah statükocular!