İmam nikâhı, metres ve cinsel taciz

Tekbir Giyim'in sahibi Mustafa Karaduman konuştu: "Benim 3 tane imam nikâhlı eşim var. Kime ne?"
Ve devam etti: "Canım, başkalarının metresi yok mu?"
Bir kere sui misal emsal olmaz. Metres, çok eşliliğin gerekçesini oluşturamaz. Ayrıca resmi nikâha dayanmayan bir imam nikâhı, ilişkiyi toplum gözünde meşrulaştırmaya yaradığı için, metres tutmaktan daha da sakıncalıdır. Evli bir erkek, nikâh dışı bir münasebet kurarsa, zina suçunu işlemiş olur; çevresi tarafından da ayıplanır. Oysa, dinimizin koyduğu şartlara da genelde uyulmadan, erkek, imam çağırıp nikâh kıyıyor, İslâmi bir muhafaza altında vicdanını rahatlatarak, toplumda bir kınamaya da maruz kalmayabiliyor.
Baksanıza, Hüseyin Üzmez bile, "Ben kıza imam nikâhı kıymayı düşünüyordum" diye temize çıkmaya çalışmış. Bilhassa, arada böyle büyük bir yaş farkı varken kıyılan imam nikâhları, rızaya da dayanmıyor. Çoğu kere, kızın ailesi ile konuşulup, iş hallediliyor. Metres, gayriahlaki bir durum olmakla birlikte, en azından ilişki kuran kişilerin iradelerine bağlı olarak gelişiyor. İşte bu noktada cinsel tacizden de söz etmek isterim. Bazı gazeteler, "Siz de müstehcen resim yayınlıyorsunuz; kadın-erkek ilişkisinde sınır tanımıyorsunuz" diye bir paralellik kurmak gayretinde. Özellikle, Vakit bunu yapıyor. Halbuki, cinsel tacizde, yasa dışı beraberlikten de öte şeyler var. Kadının veya kızın iradesi dışında sarkıntılık yapmak, onu istismar etmek, duygularını zedelemek. Bunun, tecavüzden fazla bir farkı yok.
Yanlış anlaşılmasın, ben dini nikâha değil, kadına resmi bir statü kazandırmayan, onu adeta erkeğin arzusuna tâbi bir köle haline getiren ve dinden de kılıf olarak yararlanan nikâha karşıyım.
Mustafa Karaduman "Kime ne?" diye sormuş. Çokeşliliği meşru gösteren açıklamalar için, "Benim özel hayatım, kime ne?" denilemez. Senin özel hayatın ama, kadın istismarcılığını önlemek de, bizlerin özel görevi.