Yaşar Kemal ağabeyimdir, ustamdır. Sözüne sohbetine inanırım, yazdığı her satıra da... Her romanını, hikâyesini satır satır okumuşumdur, sözü sohbeti gibi yazdıkları da aklımda, ezberimdedir. Gazetecilikte, hele röportajı kaleme dökmede dünya ikliminde üstüne yoktur, çok şey öğrenmişimdir. Yaşar Kemal, bundan tam 57 yıl önce, 1951'de Van'a gider; bir ay dolaşarak
Cumhuriyet gazetesi adına röportajlar yapar. Gördüğü, yaşadığı
Bu Diyar Baştan Başa kitabında yazdıklarıyla elimizin altında, gözümüzün nurunda şimdi. Geçen hafta Türkiye Bankalar Birliği'nin 'Çok Yaşa Bebek' kampanyası için Van'a gittiğimde Yaşar Kemal'in yazdıklarını bir kez daha çıkardım aklımın kuyusundan... Yaşar Kemal'in yolu Van'ın Ernis Köyü'ne düşer. Gerisini Yaşar Kemal anlatsın: "Doktor bilmiyorlar. Bilseler bile, verecek para nerede? Ağırca ölümcül hastaları deriye çekiyorlar. Bir koyunu yüzüp, derisini sıcak sıcak sarıyorlar bedene. Her derde deva." Van Valiliği Kadın ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nin 'Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi' doktoru Oğuz Tuncer, erken doğan bebeklerin büyük bir dert olduğundan yakınıyor. Nedenlerini de genç yaşta evlilik, riskli hamilelik, bilinçsiz, bilgisiz anne adayları ve en önemlisi de 'kültür' eksikliği olarak sıralıyor. Çünkü 50 yıl önce hastalandıklarında nasıl koyun derisine sarılıyorlarsa, şimdi de el kadar bebeler kokmasın diye salamura misali kaya tuzuna sarılıyorlar. Sarılık olunca pis kanı aksın diye narin bedenleri jiletlerle doğranıyor. Tuzlanan bebekler beyin kanaması geçiriyor, jiletle doğrananlar ise tetanozdan kurtulamıyor. Bütün bu zorluklar karşısında Dr. Tuncer, bir mucizenin baş mimarı... Hastaneye 450 gram olarak gelen bir bebek 900 grama ulaştığında, "Bebecik buradan artık mezun olmuştur," diye sevincini aşikâr ediyor. Anneler hastanedeki ekranda, Dr. Tuncer de evinde internetten bebeklerin durumlarını Yağmurun sesi bu sabah da ruhumu izliyor. Şimdi bir amacı da internet aracıyla bebelerinin durumlarını Van dışındaki ninelerine, dedelerine izletmek... Bu başarısıyla 'Dünyadaki İnceleme Ödülü' almış.
YENİDOĞAN UZMANI AZ Dr. Tuncer'in verdiği bilgiye göre, yenidoğan ünitesi 2006'da kurulmuş, geçen yıl iki bin bebeğe bakılmış. Bu yıl ise 600 bebek hayata tutunmaya çalışıyor. Bunların yüzde 30'u da Van dışından geliyor. Fakat hayata tutunamayan bebeklerin oranı düşük. "Çünkü," diyor Dr. Tuncer "Teksas'taki çocuk hastanesinde 140 yenidoğan yatağı var, 250 hemşire, 34 uzman çalışıyor. Türkiye'de ise 86 yenidoğan uzmanı bulunmakta." Bu nedenle de daha çok bebek hayata tutunsun diye Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 'Çok Yaşa Bebek' projesiyle hibe ettiği cihazlardan daha çok istiyor. TBB Genel Sekreteri Ekrem Keskin de "0-4 yaş arası bebeklere tıbbi müdahale için gerekli olanakların varlığıyla yokluğu arasındaki ince çizgi 'hayat'tır," gerçeğinden yola çıkarak başlattıkları projeyle bugüne kadar 3,5 milyon YTL harcadıklarını anlatıyor. Geçen beş yılda 52 ilde 92 hastanenin cihaz eksiklerini gidermişler. Hastanelere beş yılda bağışlanan 560 cihazla bugün 15 bini aşkın bebek 'hayat'a tutunmuş bulunuyor. Bu arada Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği'nden Prof. Dr. Metin Karaböcüoğlu ve Doç. Dr. Agop Çıtak, ailelere ücretsiz olarak 'Çocukları Kazalardan Koruma' konusunda konferanslar veriyorlar. Çünkü çocuk kadar, ailelerin de eğitimleri önemli.
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/10/ct/haber,6DCC7A62C09D48D8A0972477B4C4FAC4.html
Tüm hakları saklıdır.