Sokakta herkes elime reçete tutuşturuyor

- Kazım Kanat yıllardır kanserle savaşıyor, o da sizi ikna edemedi mi?
- Kazım'la aynı zamanda mesleğe başladık. Bana bol bol küfrediyor.

- Hastalığınız ya ilerlerse?
- İlerleyecek zaten, bunu biliyorum. Metastas, yani sıçrama riski de var. Bunları bilmiyor değilim ki, ama şu anda sapasağlamım. Dışarıda bir hayat var, fotoğraf makinem, kameram elimde, fısıl fısıl röportajlarımı da yapıyorum. Böyle mutluyum.

- Sizi ikna etmeye çalışanlar olmuyor mu?
- Oluyor. Sağlık Bakanı Recep Akdağ aradı, sağolsun "Hastanelerimizin hepsi size açık," dedi. Bu çok önemli, insanın ruhunu okşuyor. Sonra şaşırtan insanlar oldu, mahkemelik olduğum Oktar Babuna aradı. Benim bulgularımı öğrendi 100'e yakın doktorla yazıştı. Hepsinin ortak görüşünü aldı. Ne yalan söyleyeyim, şaşırdım.

- Sokakta herkes sizi 'Savaş Ağabey' diye tanıyor, onların tepkileri nasıl, fısıldasanız bile insanlara kendinizi dinletiyorsunuz?
- Karşıma çıkan herkes 'Geçmiş olsun' diye üstüme atlıyor, sonra da mutlaka bir reçete öneriyor. Bir teyze, dut şurubu getiriyor, iki günde geçirirmiş. Diğeri belediye başkomseri, Mazıdağı pekmezi öneriyor. Sokakta arkamdan bağırıp "Her gün bir fincan sızma zeytinyağı iç," diyenler var. Gürcistan'dan özel şurup getirmişler...