- Altı çocuğunuz var. Sizi kapalı tanıdılar. Şimdi ilşkileriniz nasıl onlarla?
- Ailemden tepki gördüm önce. Kocam "Sen şaşırmışsın," dedi. Önce başımı kapalı yerlerde açtım. Doktorların bekleme odasında, kapalı toplantılarda, emniyetli ortamlarda açtım. Çünkü bana bu öğretilmişti, seni korur diye... Ama neden koruduğunu tam olarak bilmiyordum. İçime yerleşmiş bir inanç vardı. Yavaş yavaş bir denemeye giriştim ve iki ay sürdü. Ondan sonra çıkardım. Baktım sıkıyordu başımı. O artık bana ait değildi. İlk yaşadığım hisler değişikti. Önce üşümeye başladım. Kafam, kulaklarım, boynum üşüdü. Bu yaşadıklarıma başı açık olan bir kadın veya erkek asla inanmaz. Bunları yaşamak lazım. Bir de başımda bir boşluk, eksiklik hissettim... İrlanda'ya gittim, üç haftalık iznimde. Oradaki kadınlardan bir şey gördüm. Çok rüzgârlı olduğu için kafalarına şal şeklinde taç bağlamışlardı, rüzgârdan korusun diye. Onları taklit etmiştim. Biraz emniyette hissettim kendimi. Yavaş yavaş bu hislerden kurtuldum ve kuaföre gittim. Saçlarımı şekillendirmek gibi bir ihtiyacı hiç hissetmemiştim. Saçlarımla arkadaş oldum. Tesettürlü bir kadının tesettürün içinde hali çok üzücü bir haldi. Çocuklarıma hürriyet tanıdım. Vazifeymiş gibi onlara hizmet etmek istemiyorum. İhtiyaçları olduğunda bana başvursunlar istiyorum. İlgi alanlarında onları serbest bırakıyorum.
Yayın tarihi: 10 Mayıs 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/05/10/ct/haber,1A55AEAC6A7243F6B40AD8C0E102E24A.html
Tüm hakları saklıdır.