kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Küratör Vasıf Kortun'a göre Akaretler artık 19. yy. tahayyülü taşıyan bir İstanbul hikâyesi.

Akaretler'e giderken metal dedektörlerden geçilmiyor

- Büyük resme baktığımızda bu dönüşümü arzuladığınız başka bir yapı var mı?
- Bu vazgeçilmez dönüşüm silsilesi içinde, bunun diğerlerinden daha iyi olduğunu düşünüyorum. Muhakkak ki, City's'den daha iyi yapılmış. İnsanı rahatsız etmiyor çünkü. Kanyon da böyle. Sonuçta burası saraya ait bir yapıymış. Yani, Versailles Sarayı'nın ahırlarının bugün alışveriş merkezi olması mümkün değil ama burada olabiliyor; veya Hermitage'ın yaşadığı durum gibi. Tuhaf geliyor insana ama, burası yıllar öncesinden bir şekilde özelleştirilmiş.

- 15 yıl önceki sergi kitabında önemli bir sözünüz var; "Geleceğe duyulan özlem, kendini geçmiş yoluyla ifade eder," diyorsunuz. Bu cümle bugünkü yansımasıyla size nasıl bir etki veriyor?
- Şu anda Akaretler'in bir biçimde sadece adı kalmış durumda, belki benim kızım bile ileride orayı Westin'in veya Marc Jacobs'ın veya şu bu markanın olduğu bir yer olarak bilecek. Zaten hafıza bastırma dediğimiz şey de bu. Böyle bir hafıza yok. Yani, Zonaro'yu düşünün; II. Abdülhamid'in saray ressamının hem atölyesi, hem de parti mekânı olmasıyla, orası çok önemli bir yer. Arkasından, onun ülke dışına sürülmesi geliyor. Bundan sonra, 50 Numara'nın önce İttihat ve Terakki, ondan sonra ise CHP'nin yüklenmesi geliyor; sonra 12 Eylül... Burada acayip bir hafıza var. Evet bu hafızanın hiçbir tarafına 10 yıl önce de hâkim değildik ama, en azından ben 15 yıl önce oraya bir şey olmadan girip çıktım. Artık hiçbir şeyi anımsamak durumunda değiliz. Akaretler, artık 19. yüzyıl tahayyülü taşıyan bir İstanbul hikâyesi. Asıl olan, hafızanın gidiyor oluşu. Çünkü bu herhangi bir yapı değil. O, neyse o.

- Bu sergi, restorasyon yapılmış haliyle açılabilir miydi?
- Böyle bir anlamı olmazdı ki, mümkün değil bu. Biz orayı aldığımızda restorasyon görmemiş, ham haliyle kullandık. Cumhuriyet Halk Partisi'ni çağırdık. Uzun uzun konuştuk; ben onlara bu binanın onların da binası olduğunu anlatmayı denedim, bir oda ayırabileceğimi söyledim ama kabul etmediler. Ama Fausto Zonaro'nun bir resmini getirebildik. Öte yandan sergi, aynı zamanda sosyal bilimlerden gelen insanları bu işe kilitlemek gibi önemli bir görev de üstlenmişti. Bunun için, sergiye Cengiz Çandar, Aydın Uğur, Nilüfer Göle ve Alev Alatlı gibi insanları çağırmak istedim. Bir konuşma zemini olarak sergiyi kullanmak istedim. Ahmet Altan ve Orhan Pamuk gelememişti.

- 1993 yılındaki siyasi duruşunuzla bugünkü arasında bir fark var mı?
- O zamanlar yine sol görüşlü, ama Özal'a sempati duyan bir insandım diyelim.

- Garanti Kültür A.Ş. tabelası altında halen yenilenen Platform Garanti Güncel Sanat Merkezi'nin, Akaretler gibi bir macera yaşama olasılığı nedir?
- Hiç yok. Her şeyini kontrol ediyoruz çünkü. Hem zaten Garanti Bankası'nın para kazanma biçimi bu değil.