kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Nükleer Enerji'ye evet mi, hayır mı?

Özgür GÜRBÜZ
Dün, Çernobil nükleer faciasının 22. yıldönümüydü. Peki yarın? 'Nükleer' hakkında olumlu veya olumsuz görüş bildirmek için, aslında onlarca kriteri gözden geçirmek gerekiyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Nükleer Enerji'ye evet mi, hayır mı?
Türkiye'de nükleer santral kurulması tekrar gündemde ve 24 Eylül'de son bulması beklenen ihale süreci devam ediyor. İlk nükleer santralın kurulması için düşünülen yerlerin başında Mersin'in Mut'a bağlı Akkuyu (Büyükeceli) beldesi ve Sinop yer alıyor. Yatırımcının Sinop'a oranla gözdesi Akkuyu, çünkü 25 yıl önce nükleer santral kurulması için alınmış bir yer lisansı var. O gün bugündür de, tellerle çevrili. Gerçi, bu lisansın bugün geçerli olup olmadığı, tartışmalı bir konu. Lisansı veren uzmanlardan Prof. Dr. Tolga Yarman, bunun artık geçerli olmadığını, bugünkü şartlarla 25 yıl öncesinin çok farklı olduğunu söylüyor. Mersin'den Alanya yönüne yaklaşık 170 km. gittiğinizde, kendinizi Akkuyu beldesinin önünde buluyorsunuz. Türkiye'nin Akdeniz sahil şeridinde en az betona rastladığınız noktalardan bir tanesi. Beldede yaşlı nüfus hakim, gençler iş bulmak için civar kentlere gitmiş. Kimileri 'Nükleer kurulsa işsiz kalmazdık,' kimileri ise 'Nükleer kurulacak diye yatırımların önü kesildi turizmden bile para kazanamadık,' diye yakınıyor. En can alıcı tartışmalardan biri de zaten turizm konusunda yaşanıyor. Akkuyu'nun bir ucu Alanya- Antalya, diğer ucu Mersin. Buraya kurulacak bir nükleer santralın Türkiye'nin en büyük ihracat kalemi olan turizmi nasıl etkileyeceği ciddi bir soru işareti. Turizmdeki rakibimiz Yunanistan'da bu konuda kampanya hazırlıkları başladı bile. Nükleer enerji sadece enerji politikalarını ilgilendiren bir sorun olmadığından, olumlu ya da olumsuz görüş bildirmek için aynı az önce dile getirdiğimiz turizm örneğinde olduğu gibi onlarca kriteri gözden geçirmek gerekiyor. Biz, bu gözden geçirmeyi rakamlar üzerinden yapalım ve son noktayı koyma işini size bırakalım. Önce küresel anlamda nükleer enerjinin durumuna bakmakta fayda var: 1978'de Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşanan Üç Mil Adası ve ardından gelen tarihin en büyük nükleer kazası, yani dün 22. yıldönümünü yaşadığımız Çernobil, nükleer enerjinin 'altın çağı'na noktayı koymuştu. Sadece kaza riski değil, artırılan güvenlik tedbirleri de maliyetleri yükseltti ve nükleer enerji gözden düştü.