kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Sinop'ta ağaçlar da, ekmek de tehlikede mi?

İlhan DEMİRCİOĞLU / SABAH - SiNOP
İLİŞKİLİ HABERLER
Sinop'ta ağaçlar da, ekmek de tehlikede mi?
Türkiye'nin en kuzey ucu Sinop İnceburun'da yapacağı nükleer santral nedeniyle binlerce ağaç kesilecek. Çünkü santralın yapılacağı alanın 20 bin dönümlük bölümü çam ormanı. Üstelik 20 bin dönümlük ormanlık alanın 8 bin dönümü de İzzet Koca isimli vatandaş ile devlet arasında mahkemelik. Koca, arazinin kendi tapulu malı olduğunu ancak devletin kendilerine ait olan ve her yıl devlet kontrolünde kesiminin yapıldığı alanın elinden almaya çalıştığını öne sürüyor. Bölge, İnceburun Feneri'nin hemen yanında denize kadar ulaşıyor. Santralın soğutma tesisi de fenerle bu tepe arasındaki koya yapılacak. Yaklaşık 5 bin dönümlük alanda bulunan iki köyün taşınması gündeme gelecek. Aynı zamanda yaban hayatı koruma alını da olan bölgedeki binlerce hayvan santraldan etkilenecek. Sinop'ta nükleer santralın kurulmasını isteyenler son dönemlerde oldukça artan işsizliğe bir nebze olsun katkı sağlar umudunu taşırken kurulmasını istemeyenler ise santralda çalışacak olan elemanların büyük çoğunluğunun fizik ya da nükleer mühendis olması gerektiğini ancak Sinop'ta bu özelliklerde işsiz bulunmadığını belirttiler. Nükleer karşıtları, santrala harcanacak paranın çok daha azının turizme yatırılması halinde aynı bölgede hem binlerce ağacın katledilmeyeceğini hem de yüzlerce işsizin bu hizmet sektöründe iş sahibi olacağını iddia ediyorlar.

Almila Yalçın (Öğrenci)
"Kurulmasına karşıyım. Çevremdeki insanların kanserden ölmesi beni mutlu etmez. Büyüklerimiz Çernobil patladığında neler olduğunu hâlâ anlatıyor. Ben yaşım küçük olduğu için o dönemi yaşamadım. Yaşamak da istemem!"

Sinan Koca (Esnaf)
"Santralın kurulmasındaki amaç elektrik üretmek ise buna alternatif olarak Sinop'ta rüzgâr santralları kurulabilir. Binlerce ağacın kesilmesine gerek yok. Küresel ısınma olduğu için bu ülkenin yağmura ve ağaca ihtiyacı olduğu için, buna bindiğimiz dalı kesmek denir. Sadece Sinop değil tüm Türkiye için de tehdit olabilir. Bölgemiz santrala açılacağına, turizme açılsa daha faydalı olacaktır."

Tahsin Yazıcı (Memur)
Bana göre bu ikilem arasında insanlar sıkıştı. Bugün Nükleer santrala karşıyım diyenler neden karşı olduklarını karşı olmayanlar da neden karşı olmadıklarını bilmiyor. Bu nükleer santral nedir hangi teknoloji ile kurulacak bilmiyor. Bu işin uzmanları gelip bu halkı bilinçlendirmediği sürece kurulmasını isteyenler de yavaş yavaş karşı olmaya başlayacak. Bana kalırsa, Devlet öncelikle bunu aşmalı.

Seda Kesim (Öğrenci)
"Nükleer santrala karşıyım. Bana göre Sinop'un nüfusunun az olması nedeniyle Sinop gözden çıkartıldı. Çernobil sonrası anormal doğumlar oldu. Sinop'ta her dönem rüzgâr olur. Neden rüzgâr santralları de düşünülmüyor?"

Hale Oğuz (Sinop Çevre Dostları Derneği Başkanı)
"Nükleer Santral 1994 yılından itibaren Sinop'un gündeminde. Ancak 2000 yılında bu gündemimizden çıkmıştı. 2005 yılında Sinop ve nükleer santral sanki birbirinden ayrılamaz iki sevgili gibi tekrar buluştu. Bir çevreci olarak tabii ki karşıyım. Sinop gibi doğa cenneti bir yer katledilecek ve ben karşı olmayacağım bu mümkün değil. Dünyada bunun çok kötü örnekleri var. Kanserli insanların sayısı artacak. Sinop'a nükleer santralın hiçbir faydası olmaz. Nükleer santrallarda uranyum kullanılır ve bunun artığı 450 yıl radyasyon saçar. Amerika bile hâlâ kendi atıklarını saklayacak yer bulamadı. Sinop dünyanın nükleer atık çöplüğü yapılmak isteniyor. Buralarda vasıfsız eleman çalışmaz. Nükleer santralın bekçileri bile İngilizce bilmeli. Bu santral kurulduğu zaman kimse buradaki üniversiteye okumak için çocuğunu yollamaz, kimse tatile gelmez. Nükleer atıkların soğutulacağı denizden çıkan balıkları da kimse yemez."

Şahin Kurt (Emekli)
"Ben zehirin her türlüsüne karşıyım. Burnumuzun dibindeki Çernobil'i çok çabuk unuttuk. Ya da bize unutturmaya çalışıyorlar. Sinop tatil cenneti bir yer. Burada insanların kanserden ölmesine gönlüm razı gelmez."

Zekeriye Aslan (Emekli)
"Benim eşim 2005 yılında kanserden öldü. Bu nedenle kanserden yeni birilerinin ölmesine benim izin vermem mümkün değil. Sinop'a nükleer santral kurulmasına izin verecek en son insan ben olurum. Benim canım yanmış bir kere. Bana kimse bu santralın ölüm saçmayacağını anlatamaz, bunu bana izah edemez."
Haberin fotoğrafları