kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 27 Nisan 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

'Bi arkadaşa bakıp çıkacaktım'

Melis Danişmend
Bar kapısı kimileri için cennet kapısı gibi bir şey biliyorsunuz. Ya girilecek, ya girilecek. Bir-iki gün önce, sıkça gittiğimiz bir bardan çıkarken kapıdaki üç erkek, kendilerini içeri almayan bodyguard'a şöyle diyordu: "Biz eğlenmeye gelmedik. Sahneye bakıp çıkıcaz." Yani 'Bi arkadaş'ı çok duydum ama sahneye bakıp çıkmak isteyene ilk defa rastlıyorum. Yaratıcı. Kendinizden de düşünün, ne hikâyeler vardır. "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" eski numara. Onlardan bahsetmiyorum. Daha enteresan olanlardan bahsediyorum.

ARKADAŞ EDİNECEĞİM
İki arkadaşım, epey yıl önce Bodrum'da sadece İngilizlerin alındığı bir bara İngiliz numarası yaparak girmeye çalışmışlardı. İkisi de esmerdi. Bodyguard "Bir daha buradan geçerseniz bu sandalyeyi kafanızda patlatırım," diyerek arkalarından koşmuştu. Kapıdaki görevliye söylenen yalanların haddi hesabı yok. Mesela "Kız arkadaşım içeride, onu alıp geliyorum." Mesela "Biz buranın sürekli müşterisiyiz." Mesela "Ahmet Bey'i (mekân sahibi) yakından tanırım." Geçenlerde harika bir tanesini duydum, adam dürüst: "Arkadaş edinip çıkıcam." Kapıdaki görevliye cebindeki dolarları gösterenler de var. Bir de "Yer yok," cevabı karşısında ümidi kesmeyenler: "Hiç mi yok?" Perşembe gecesi İstanbul'un en ünlü gece kulüplerinden biri yaz sezonunu açtı: Anjelique. Biliyorsunuz ya da bilmiyorsunuz, burası yaz boyunca iğne atsanız yere düşmeyecek bir yer. Paparazzilerin, önünde en çok beklediği mekân. Kapıda yaşananlar ayrı hikâye ama esas hikâye bir Anjelique kartı çıkarttırabilmek için neler yapıldığı. Sadece birini anlatayım, gerisini siz düşünün. (Mail yoluyla) "Merhaba, ben xxx. 30 yaşındayım. Annem profesör, babam operatör doktor. Üniversiteyi şurada okudum, mastırımı şurada yaptım, doktoramı da burada yapıyorum. Bir şirkette üst düzey pozisyondayım. Hobilerim şunlar. Kart talebimi değerlendirmenizi rica ediyorum."

ÜNLÜLER ALINMAYINCA...
Canlı müzik olan bazı mekânlara içeride çalacak grubun elemanlarının alınmadığı da çok olmuştur. Bir rock grubunun solisti konser vereceği mekânın kapısına geldiğinde damsız diye içeri alınmamıştı. Çocuk "Ben grubun solistiyim," diye kendini paralamıştı. En kötüsü içeri alınmayan kişi bir ünlüyse oluyor. Siz içeri alınmadığınızda bu, kapı ile sizin aranızda kalan nahoş bir hikâye. Sinirlenirsiniz, ertesi gün eşedosta anlatırsınız. Ama ünlüyseniz, bir de üstüne kameraların hazır ve nazır olduğu bir mekânın kapısındaysanız milletçe durumdan haberdarız. Hani adam aslan gibi kükreyerek "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" da diyemez ki. Cevap belli: "Biliyorum!"