Üniversite, demokrasi ve Kayseri

Haziranda, üniversitelerin "yaklaşık üçte birinin" rektörleri değişecek. Rektörü değişecek üniversitelerde "seçim yarışı" başlamış bile.
"Sistemi" biliyorsunuz:
1. Önce üniversitede ortaya sandık konacak.
2. Hangi adayın kaç oy aldığı YÖK'e bildirilecek.
3. YÖK, içlerinden 3 ismi Çankaya'ya sunacak.
4. Çankaya da birini rektör atayacak.
Çankaya "en çok oy alanı" da atayabilir.
2'nci veya 3'üncü sıradakini de.
Anayasa, Çankaya'ya bu "takdir hakkını" veriyor.

Pek çok üniversitede "bir şey" dikkatimizi çekti. Bugüne kadar rektörlüğü aklının ucundan bile geçirmeyen pek çok profesör;
1. "Kayseriliyim... Cumhurbaşkanı da Kayserili... Öyleyse aday olayım... Hemşehrim beni tercih eder" diyerek, adaylığa soyunmuş.
2. Ya da sağdan soldan, Kayserili profesörlere gaz vermeler başlamış: "Aday ol, fırsat bu fırsat, Çankaya sana sahip çıkar."
İyi de "ey Kayserili hocam!..
Siz, kendi üniversitenizde "oy sıralamasında altlara düşerseniz, Çankaya ne yapsın?"
Aslında keşke Çankaya "en çok oyu kim almışsa onu rektör atarım" dese ve bir "gelenek" oluştursa...
Hem üniversite rahatlar, hem Çankaya.
Kazanan "demokrasi" olur.