Kadınların devekuşu taktiği!

Bugünkü sorumuz şu: "Devetabanlı heriflere kadınlar neden devekuşu taktiği uyguluyor?" Bence soruya dikkat edin! 'Hörgüçlü erkek develer!'den bahsetmiyorum. O develeri zamanında hamuduyla götüren götürmüş zaten. Benim bahsettiklerim 'düztabanlı enayi develer!' Geçen gün bekar bir arkadaşım, kadınlardan yana dert yandı bana. Ve dedi ki: "Dışarıda yediğimiz içtiğimiz her şeyin hesabını ben ödüyorum. Bu yetmediği gibi de evime gelen o kadınlara neredeyse hizmetçilik yapıyorum!" O anda cami imamı gibi bir fesuphanallah çekip,"Oha lan deve!" dedim. Arkadaşım, cemaatin imama kulak kesildiği gibi bana baktı. Sonra da dedi ki: "Biliyorum; ben salağın tekiyim!" O gün şu gerçeği anladım ki, 'bazı kadınlar devekuşu gibidir!' Peki, kadınlar neden devekuşu gibidir? Biliyorsunuz; devekuşu uçmaya gelince "Ben deveyim yük taşırım" dermiş. "Hadi gel öyleyse yük taşı" dendiğinde ise "Ben yük taşımam, uçarım" dermiş.

SEN ERKEK ADAMSIN!
Ne yazık ki yurdumun 'eşitlikçi!' bazı devekuşu kadınlarının şöyle bir mantığı var: "Dışarıda yenen yemeğin hesabını ödemeye gelince geleneksel kültürün görev tanımlarına, ev işine gelince modern kültürün tanımlarına göre hareket ediyorlar." Bu cingöz kadınlar ev işi yapmayı 'kadın-erkek eşitliğine!' dayandırıyorlarken, hesap ödemeyi ise 'Sen erkeksin!' diyerek geleneksel kültürün kalıbına sığdırıyorlar. O zaman bendeniz de yazının bu yerine şu soruyu sıkıştırıp size soruyorum: "Bazı kadınların bu davranışı kültürel bir sahtekarlık değil midir?" Sizi bilmem; ama bana göre hem sahtekarlık, hem de üçkağıtçılıktır. Bazı kadınların bu devekuşu taktiklerine karşı savunmasız kalan erkek develere seslenip diyorum ki: Ey erkekler! Geleneksel kültürün kadınlara verdiği ayrıcalıkları onların ellerinden alarak 'misilleme!' de bulunabilirsiniz. Hatta bununla da yetinmeyip onların menfaat hareketlerine karşı 'kota!' koyabilirsiniz.