Bahara 'merhaba'lar

Kıyafetlerin hafiflediği, doğanın renklendiği, gazetelerin sağlık sayfalarında çarşaf çarşaf 'Yorgunlukla nasıl başa çıkarsınız?' önerilerinin yayımlandığı, küçük sineklerin burna kaçtığı bir döneme girdik. Bahar geldi. Aşık olanlar da var, adettendir. Bizim baharla münasebetimiz çarşamba gecesi buz'un 'Bahara Merhaba Partisi'ne katılmamızla iyice ilerledi. Nişantaşı'ndaki bu mekâna gitmeyeli epey olmuş. Fakat görünen o ki değişen bir şey yok.

İÇKİ SU GİBİ AKTI
2000'de açılan ilk buz, 1 Numara Yayıncılık'la aynı binadaydı ve öğle yemekleri, akşamüstü 'drinkleri' için dergicilerin çok sık uğradığı bir mekândı. Sonrası Facebook çılgınlığı gibi bir şey. Bir ara öyle bir hale gelmişti ki, kapıyı aşmanın yolları dergilere konu oluyordu. Mekân sahipleri Lal Dedeoğlu ve Ender Sanal, yıllar içinde farklı yerlerde buz'lar açtılar, kapattılar fakat dediğim gibi değişen bir şey olmadı. Hâlâ buz'a girdiğinizde ilk açıldığı günkü hava hakim. Bunun sebebi galiba en başta Dedeoğlu ve Sanal'ın eğleniyor olması. Sonra kimseyi kasacak bir atmosfer yaratmamaları. Kendinizi yabancı gibi hissetmiyorsunuz (zaten ikiüç kadehten sonra kimse kimseye yabancı kalmıyor). Müşteri profili illa 'kokoş' tipler de değil. Şöyle söyleyeyim, o gece Nurettin Hasman da oradaydı, Teoman da... Çalan müziklere herkes eşlik edebiliyor. Artık o geceye mi özel bilmiyorum, 90'ların pop parçaları ağırlıktaydı. Groove is in the Heart, Dirty Cash falan çalıyordu. Sonra tabii ki 80'lere dönüldü. Arada Bir Derdim Var'ın remiksi duyuldu. Elbette Ajda Pekkan unutulmadı. 'Nişantaşı mekânları' ile ilgili genel kanı şudur: Millet birbirini kesmekten eğlenemez, dans etmez, gülmez. Hayır efendim, burada iki dakika oturmuyorlar. Ve gerçekten eğleniyorlar. İçkiler de su gibi akıyor. Bir ara Lal Dedeoğlu'yla sohbet ettik. Yaz için planları Bodrum'da bir yer açmak. "10 sene sonra ilk defa İstanbul dışına çıkacağız," dedi. Yalıkavak Xuma Beach'in içinde olacaklar. Yolunuz düşerse uğrayın.