Akıl tutulması yaşayan bir ülkenin "Ortak aklı" araması tarihi fırsattır. Türkiye'nin yeni sanayi vizyonunun çizilmesi için hafta sonu Antalya Ela Resort Otel'de ortak akıl arayışı vardı. Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, yıllarca peşinde koştuğu hayali gerçekleştirmek adına önemli bir adım attı. "Sanayi Bilgi Sistemi, Sanayi Stratejisi ve Teşvik Politikası" kurgulanması amacıyla "Arama Konferansı" düzenlendi. Ortaya çıkan sonuçlar, "E canım ne var bunda?" dedirten cinstendi. Çünkü Amerika yeniden keşfedilmeli. İş dünyasından, bürokrasiden, siyasetten, akademik camiadan gelen isimler, samimi diyalog ortamı içinde görüşlerini paylaştı. Belki de en önemlisi moral, güven ve istikrar arayışı idi. Bakan Çağlayan'ın bir cümlesi bu açıdan toplantıya damgasını vurdu:
"Millet olarak garibanizm edebiyatımız var. Müslüm Babacılığı, jilet atmayı seviyoruz. Oysa Türkiye'nin yurt dışından görünümü, yurtiçi görümünden çok farklı, çok daha olumlu!"
Katılım profili Arama Konferansı'na katılım sayısal olarak yüksek olmasına rağmen, "sivri akıllar" açısından eksikti. Ayrıca, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun bir günlüğüne de olsa toplantıya katılması yerindeydi. Ama TÜSİAD Başkanı ve yönetim kurulunun ABD'deki programları nedeniyle arama sürecinde yer almaması eksiklikti. Koç, Sabancı, Doğuş, Vestel, Demirören, Ülker Grubu'ndan üst düzey yöneticilerin, Rekabet Kurulu, Şeker Kurumu, TESK, TİSK, TİM, İNTES, YASED, MÜSİAD, Kalite Derneği, TSE, Teknoloji Geliştirme Vakfı, TOSYÖV ve Set Bir başkanlarının varlığı umut vericiydi. Buna karşın başarı öyküsü yazan kadın girişimcilerin, işçi sendikası temsilcilerinin bulunmaması handikaptı.
Prof. Dr Nevzat Saygılıoğlu'nun, küresel rekabeti özetleyen cümlesi pek çok kişiyi şöyle bir kendine getirdi: "El yumruğu yemeyen kendi yumruğunu demir zannedermiş."
Konferans Yönetmeni Oğuz Babüroğlu'nun, "Yönümüzü belirlediğimiz zaman birileri kaybedebilir. Ama o birileri de işlerini dönüştürebilir" yorumu hafızalara kazındı.