Bu hafta yine bir gezdim bir gezdim... Siz deyin Barselona, ben diyeyim Meksika, siz deyin Brezilya ben diyeyim Yeni Zelanda... Tahmin edeceğiniz üzere bir kitap sayesinde gezdim böyle, bendenizin de yapıp edebileceği bu kadar... Yoksa bir dönüm bostan, yan gel Osman tadındayım... Neyse efendim... Bülent Demirdurak'ın kaleme aldığı Gita Yayınları'ndan çıkan 'Yuvarlak Dünyanın Altı Köşesi'nden söz ediyorum... Kendisi profesyonel hayatında gezdiği için rahat tabii...
(Ben de turist rehberi mi olsaydım acaba...) Hazır o kadar gezip görmüşken de sağolsun gördüklerini anlatıyor...
"Benim için seyahat etmek hayatımın hep en önemli noktası oldu, sağlığım ve hayat izin verdiği sürece de umarım hep öyle kalır" diyen Demirdurak, 16 seneden fazla dünyayı gezdirdiğini ve gezdiğini söylüyor. 6 senedir de yazıyor;
"Bunu yapabildiğim için çok mutluyum" diyor. Aslında kitap yazmaya dostları sayesinde karar verir Demirdurak. 'Sen her yere gidiyorsun, en azından yaz, biz de sayende gezelim' denilince önce tek kitaplık düşünülen proje, 'baskılar' sayesinde üç kitaba kadar dayanır. Tabii yazmanın da zevki ve değeri artar... 'Yuvarlak Dünyanın Dört Köşesi' ile başlayan bu macera 'Yuvarlak Dünyanın Beş Köşesi' ile devam ederken 'Yuvarlak Dünyanın Köşeleri' isminde bir seriyi daha kaleme alan Demirdurak anlatıyor:
"Her kitabımı yayımlamadan önce en az 50 değerli dostuma okutur, fikirlerini sorarım, hep beraber beğenmezsek ağaç kesmeye gerek olmadığını düşünüyorum! Şu anda iki seri kitabım var. Birinci seri 'Yuvarlak Dünyanın 4-5-6 Köşesi'... İkinci seri Yuvarlak Dünyanın Köşeleri: 1-Hindistan 2-Paris/Fransa olarak çıktı. İki seri de farklı. Birinci seri; ülkeleri 20-40 sayfa arasında anlatıyor ama yolculuğu kolaylaştırmak için... İkinci seri ise 200 sayfalık seyahat, cep kitabı. Geziye çıkanların 2-3 saat içinde gittikleri yerde kendilerini nelerin beklediği ve nasıl gezmeleri gerektiği yönünde yol gösteren kitaplar." Demirdurak, birinci seriden '7 köşe' ve ikinci seriden de Meksika, Portekiz, Orta Avrupa ve İspanya kitapları üzerinde çalışıyor. Yani sırada 5 kitap daha var çıkacak olan...
Bir dönüm bostan yan gel Osman tadındayım ama niyeyse yattığım yerde azıcık doğruluyorum. Tabii insan benim gibi gezme özürlü olunca
(istemeden de olsa...) bu iş kaça patlar, onu da merak ediyor. Cevabı ise bu işi bilen Demirdurak veriyor:
"Benim seyahatlerdeki amacım verilen paranın karşılığının alınması. Benim gezilerimde ekstra tur yoktur, eksik yemek genelde yoktur. Gezilmesi gereken her yer dahildir. Şartlar elverdiğince alışverişlerin de özgürce yapılmasına gayret ederim. Çok lüks seyahatlerden pek anlamam, çok ucuz seyahatler de yapamam. Fiyatlar her yere göre değişir ancak otelleri, yemekleri, gezileri günlük 100 Euro civarı çözmeye bakarım. Tabii o ülkeye gidiş-geliş ve gerektiğinde kullanılan iç hat uçuşları hariç! İnsanlar bütçeleri nereye yeterse oraya gitsin, yeter ki gitsin. Gezen, gören, öğrenen insanı kimse aldatamaz, hayat çıtası hep yüksekte durur." Hımm... Ya gezmek, görmek çok güzel değil mi?
"Gezmeye karar verenler mutlu olmaya hazır olsunlar. Gittikleri yerlerde ufak şeyleri dert etmesinler. O ülkenin veya o şehrin insanını tanımaya çalışsınlar. Sokakta kaybolsunlar. Akıllarında tutabildikleri her şeyi dönüşte aileleriyle, dostlarıyla paylaşsınlar..." Demirdurak beni ikna etti... Kalk Belgin kalk! Azıcık dolanalım... Bir dönüm bostan yan gel Osman'a mı ne olacak? Osman da gelsin, onsuz olmaz!
Bugünkü Tüm Yazıları
Bir dönüm bostan yan gel Osman!
Yayın tarihi: 14 Nisan 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/14/gny/coban.html
Tüm hakları saklıdır.