Bazen böyle oluyor; sırf kapak içimi ısıttı diye okumaya başlıyorum... Başlayınca da bitirmeden hayatımdan çıkarmayı oldum olası sevmediğim için sonuna kadar gidiyorum. Sıkıldığım da oluyor ama... İnat işte! Bu kez... Kapak çok sıcak geldi, açıp okumaya başladım... İki sayfadan sonra tekrar kapağa baktım. Hafızamı tazelemeye çalıştım... Özallı dönemler, Çillerli dönemler... Şimdi babam hayatta olsaydı, telefon açıp, o yıllarda konuştuklarımızı sorardım. Sonra da bugüne uzanan bir sohbete dalardım. Mümkün olmadığına göre... Bugüne, kitaba dönmeli. Kapakta Canan Barlas ve iki güzel torununun fotoğrafı var. Görünen ise tek kelimeyle sevgi. Sıcacık... Alfa Yayınları'ndan çıkan kitabın ismi; Torunlarıma Anlatamadığım Karmaşık Masallar. Masal anlatmıyor, anlatamıyor, zaten kendi de sıkça ifade ediyor; "Anlatamam!" diye, çünkü hayatı anlatmak neticede basit değil, karmaşık! Barlas; sosyolojik derinliği olan, gözlemlere dayalı ve tabii 60 yıllık birikimiyle, minik torunlarının ancak biraz daha ileride okuyup anlayabilecekleri konuları ele almış. Aile bütünlüğü ve sevgisi bir yana insan yaşamını ve insan olabilmeyi doğadan yola çıkarak anlatan Barlas, hoş açılımlar da yaratmış doğrusu... Misal 'Doğada Erkekler Biseksüeller' başlıklı bölümde erkeklerin dişiye ulaşana kadar genelde birbirleriyle seks yaptıklarını belirterek, dişilerin ancak erkeklerini beğenmedikleri zaman başka erkek aradıklarını söyleyen Barlas çiftleşmelere de örnekler veriyor:
"Bir başka örümcek türü olan Peygamber devesi, erkeğinin çiftleşmeden önce kafasını yiyor ve vücudu ile çiftleştikten sonra vücudunu da yiyor. Yani ona kafasız muamelesi yapıyor!" Kıssadan hisse: Aman çocuklar büyüyünce dikkat edin, kafasız olmayın! Kaba tabiriyle aklınız beyninizde dursun, aşağıda değil! Tabii açılımlara gerek olmayan anlatımlar da yok değil...
"Toplumda altyapıyı oluşturmadan tırmanmak da komik olabilir. İnsanlarla çarpık ilişkiler kurmak hedefe götürmez. Vakit kaybettirir" gibi... Sosyolojik değerlendirmeler...
"Kadının gücünü yitirdiği, çaresizleştiği, erkeğe bağımlı hale geldiği çekirdek aile; çocukları da babaya bağımlı kıldı. Erkeğin artan yükü onu bunalttı. Mutsuzluk kadınlı, erkekli, çocuklu bir biçimde çoğaldı." Velhasıl... Bu kitapta bireysel düşünceler de var, 'dayak' gibi toplumsal sorunlar da... Barlas kimi sayfada kendini, kimi sayfada hayatı, kimi sayfada da diğer yaşamları ele almış... Ama hepsinden öte, Canan Barlas'ın farklı bir büyükanne olduğu kesin... Torunlarına anlatamadığı, masal olamayacak kadar gerçek hatları olan yazılar kaleme almış. Belki torunlar büyüyene kadar, büyükler okuyup faydalansınlar diye düşünmüştür... Belki "Doğanın bana verdiği sürenin sonuna gelmişim" diye vurguladığı düşüncesi yüzünden hadiseyi toparlamak istemiştir... Belki de sadece yazmak istemiştir, bilmiyorum... Tek bildiğim; bu kez kapağını çok sıcak bulduğum için okumaya başladığım bu kitabın son sayfasını çevirdikten sonra hiç de sıkılmadığımı görmüş olmamdı...
Bugünkü Tüm Yazıları
Canan Barlas'ın torunlara öğüdü: Kafasız olmayın!
Yayın tarihi: 7 Nisan 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/04/07/gny/haber,FBEF240849834CE1974CC659158F8660.html
Tüm hakları saklıdır.