kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 8 Nisan 2008, Salı
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

İfade özgürlüğü ve sahte demokratlar!..

1957'de gazeteciliğe başladığım Yeni Gün'ün adının iki yanında, çerçeve içinde iki söz vardı..
O zamanlar gazetelerin başlıkları sayfanın tam tepesinde ortada olurdu. Başlığın üzerinde haber 40 yılda bir konurdu. Sürmanşet denirdi adına.. "Üçüncü Dünya Savaşı'nın çıkması" mesela sürmanşet olabilirdi.
Bugünkü gibi, kocasını döven kadınların haberleri, gazetenin başlığının üzerinde yayınlanmazdı.
Gazete adının yanındaki çerçeve içindeki sözler, o gazetenin ilkelerini açıklardı bir bakıma..
Bizimkilerden biri, zamanın muhalefet lideri, ülkeye demokrasiyi getiren adam, İsmet Paşa'ya aitti.
"Bir ülkede namus erbabı, en azından namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o ülke için kurtuluş yoktur."
Menderes diktasının tüm özgürlükleri yok edip, insan hakları diye bir şey bırakmayan baskı rejimi altında, bir saat sonra bizi kimlerin nereye götürüp ne yapacağını bilmeden gazete çıkarmak doğrusu büyük cesaret gerektiriyordu o devirde..
Hatta bu lafı gazetenin tepesine koymak bile cesaret işiydi ya..
Menderes, tüm rejimini ifade özgürlüğünü yasaklamak üzerine kurmuştu. Basın, Menderes'in hoşuna gitmeyen haberleri yazamazdı..
Yazdıklarını "İspat Hakkı" dahi verilmiyordu, yazara ve gazeteye.. Hürriyet Partisi "İspat hakkı mı, İsmail Hakkı mı" diye dalga geçen Demokratlardan bu yüzden kopan bir avuç aydın tarafından kurulmuştu. Yeni Gün de o partinin sözcüsüydü zaten.
Tepedeki ikinci laf işte bu sebeple Voltaire'den alınmıştı. Fransız İhtilalinin fikir yapısını hazırlayarak dünyada çağ değişimine sebep olanların başında gelen Voltaire'den..
"Düşüncelerinize karşı olabilirim. Ama onları ifade edebilme özgürlüğünüz için canımı verebilirim."
Bizler, demokrasinin bu temel ilkesini, her gün çıkardığımız gazetenin tepesinde okuya okuya, ezberleye ezberleye, beynimize çaka çaka yetiştik.
Bizim kuşak Yeni Güncüler için ifade özgürlüğü esastır.
Bunları şimdi niye yazdım.. Hafta sonu evde birikmiş e-mailleri okuyorum.. Bir yığınından ayni şeyler çıktı..
"Hıncal Uluç, sen Aysun'un sözlerini nasıl desteklersin?."
Bana mail atmadan önce yazdıklarımı bir daha ve dikkatle okuyun "Bu adam ne demek istiyor" diye..
Aysun'un sözlerini desteklediğimi ifade eden tek kelimem yok, yazılarımda.. Bütün yazdıklarım Aysun'un "Düşüncelerini ifade özgürlüğü"nün arkasında durduğumu göstermek için..
Bütün yazdıklarım, bu ülkede demokrat geçinen birtakım siyasetçi, gazeteci, düşünce adamı kisveli zatın, aslında nasıl kendi hesapları içinde boğulmuş, dönmüş, dönekleşmiş, beynini ve kalemini satmış kişiler, nasıl birer sahtekâr olduklarını ortaya koymak amacı taşıyor.
Amacına da ulaştı sanırım.
Aysun'a en çirkin, en düzeysiz, en aptalca saldırılar, bu "Demokrat" bu "Liberal" kesimden geldi.
Ayni demokratlar (!) bir köşe yazarı fikirlerini açıkladığı için "Eğer AKP kapatılır, Tayyip Erdoğan'ın başına bir şey gelirse, görürsün, mantar tabancası mı, başka şey mi patlar" diye resmen, alenen, açık seçik tehdit edildiği zaman da sustular.
Ahmet Hakan, bu ülkenin en çok satan gazetesinin en okunan köşe yazarlarından. Günahım kadar sevdiğim adam değildir. Ama bir köşe yazarı, yazdıklarından dolayı, hem de hukukçu, avukat, hem de Fethullah Gülen'in amcaoğlu çıkan biri tarafından tehdit ediliyorsa, kim olduğuna, ne dediğine bakılmaksızın, tüm fikir, düşünce adamları, yorumcular, köşe yazarları tarafından savunulmalı..
Ve de Demokrat siyasetçiler, Cumhuriyet Savcılarını göreve davet etmeli..
Hani nerde o Demokratlar (!) şimdi?.
Kanmayın.. İnanmayın..
Bu ülkede demokratlık ve liberallik adı ve kisvesi altında iktidara yamanıp sebeplenmeyi hedefleyenleri, gerçek demokrat ve liberallerden ayırın..
Aysunlar ve Ahmet Hakanlar, bu ayrımı yapmanızı sağlayacak turnusol kağıtları oldular, günümüzde..
Sahte renkler, anında asıllarına döndüler ve gerçek yüzlerini ortaya koydular.
Onlar Atatürk'ü hiç sevmez, hatta nefret ederler. Bu yüzden son sözü Atatürk'e bırakıyorum ki, bu iki yüzlülerin, iki yüzlerinde iz bırakan tokat olsun..
"İfade özgürlüğünden doğacak sorunların en iyi giderilme yolu gene ifade özgürlüğüdür."