İki tuvalet arasındaki yedi fark

Erkek olmanın kötü taraflarından biri şu: Asla kadınlar tuvaletindeki muhabbete şahit olamıyorsunuz. Kaçırdığınız şey bayağı büyük, emin olun. Yıllar içinde fark ettim ki, bir barın kadınlar tuvaleti, barın kendisinden, içindeki her türlü atraksiyondan daha eğlenceli. Buna geçenlerde bir kızın tuvalet kapısını panik içinde açıp "Deniiiiiz cep telefonumu tuvalete düşürdüüüm," diye bağırması ve arkadaşının da ona "Spastiiiiik," diye cevap vermesinden sonra bir kez daha inandım. Kadınlar tuvaleti sadece malum işleri görmek için gidilen bir yer değil. Bir buluşma, kaynaşma, fikir teatisinde bulunma ve aklınıza gelmeyecek şeylerin gerçekleşme noktası. En sık rastlananları sıralıyorum:

DEDİKODU: İhtiyaç gidermeden de öncelikli sayılabilir. (İkili durumlarda) içeri girilir, dışarıda bırakılan sevgili, sevgili adayı, 'yazan adam' hakkında doludizgin yorum yapılır. Neler konuşulduğuna inanamazsınız. Bazen dışarıdaki o adamlara acıyasınız gelir.
TELEFON KONUŞMALARI: İlk 3'ü sıralarsak... 1- Başka mekândaki arkadaşını ısrar kıyamet bulunduğu yere çağıranlar. (Karşı taraf mekân adını asla tek seferde anlamaz, 30 kere tekrar edilir.) 2- "Evet anne Derya'lardayım. Tamam. İşte müzik dinliyoruz. Burada kalıcam. Merak etme." 3- İçerideki adam hakkında arkadaşına rapor verenler.
TESELLİ: Erkek arkadaşı tarafından terk edilen ya da umursanmayan kız gözyaşları içindedir. Önce en yakın arkadaşı, arkasından da tuvalette kim varsa hemen akut durumuna geçer. Kız sakinleştirilir. Buradaki seferberlik göz yaşartıcı oluyor. "Sen daha iyisine layıksın"lar gırla gidiyor.
PAYLAŞIM: Tuvaletlerde makyaj malzemeleri ortak maldır. Siz parlatıcınızı sürerken bir anda yanınızdaki kadın "Ya ben de sürebilir miyim?" diyebilir. Ve tıpkı yolda kaza gördüklerinde konuşmaya başlayan ve inene kadar da kadim dost olan dolmuş yolcuları gibi bir anda kaynaşırsınız. Benim gördüğüm en süper örnek, yıllar önce Yasemin Kozanoğlu'nun birinden parlatıcısını rica etmesi ve kızın da neşe içinde "Tabii alın, ayy ne kadar güzelsiniiiz," demesi olmuştu.
SAMİMİYET BUHRANI: Bir vesileyle (ki çok sudan, sıradan bir sebeptir) kendinizi bir anda birilerinin hayatını dinlerken, öğütler verirken ya da benim gibi çok beğendiğim Banu Güven'e ("Merhaba," demesinden cesaret alıp) "Hastanızım," derken bulabilirsiniz. Bir de gecenin epey geç saatlerinde canı sohbet etmek isteyen birilerinin kapıyı kapatmadan (klozetin üstünde otururken) sizinle sohbet ettiğine şahit olabilirsiniz. "Yalnız farkında mısın kapı açık," dediğinizde de kapıyı bir milimetre iterek şöyle devam edebilirler: "Ya ben de yarın sabah 7'de kalkıcam, n'aapsam..." Bir kadının tuvalete girdiğinde en az sekiz kere aynaya baktığını, saçıyla 15 kere uğraştığını, üstünü beş kere çekiştirdiğini ve dışarı çıkıp erkek arkadaşının yanına gittiğinde de tuvalete 'bir girip çıkmış' gibi yaptığını söylememe gerek yok herhalde. Durum erkekler tarafında nasıl diye merak ettiğimden bir gün bir arkadaşıma "Neler oluyor?" diye sormuştum: "Hiiç," dedi, "işiyoruz."