Moda haftası denince hepimizin aklına Paris, Milano, New York ve Londra gelir. Zaman zaman başka yerlerde moda haftaları düzenlense de, en bilindikler, ilk akla gelenler bu şehirlerdir. Dünya modasının kalbi senede iki defa bu şehirlerde atar, tüm dünya markaları bu şehirlerde koleksiyonlarını sunmak için toplanır, moda basını, takipçileri bu şehirlere akın eder. Bir süredir, basının dikkatini, bu şehirlerle birlikte Tokyo ve Barselona da çekiyor.
YARIŞMAK ÇOK ZOR
Kısa süre öncesine kadar sadece sektörün bildiği Tokyo Moda Haftası, artık basında da daha çok yer almaya, tanınmaya başladı. Paris, Milano, Londra ve New York gibi bu konuda tecrübeli, maddi ve manevi anlamda güçlü merkezlerle yarışmak tabii ki çok zor. Özellikle de aynı seviyeye ulaşmak her şeyden önce çok zaman alacak bir şey. Ama bir alternatif olmak, gelecekte bir noktaya ulaşmak için bir yerlerden başlayıp, ilerlemek gerekiyor. Tokyo da Barselona da bu anlamda umut verici görünüyor. Bana her zaman, "İstanbul bir moda merkezi olabilir mi, nasıl olur?" diye soruluyor. Her şeyden önce olmaması için bir sebep yok. Ayrıca İstanbul'un sahip olduğu coğrafi ve kültürel avantajları düşünürsek, mutlaka bir moda merkezi olması gerekir diye düşünüyorum.
İSTANBUL GELİŞİYOR
Bir şehrin moda merkezi olması için; sağlam altyapılı, düzenli olarak gerçekleştirilen bir moda haftası olmalı. Bunun dışında daha da önemlisi, moda kimliği ile dünyaca tanınmalı ve kabul görmeli. Dünyanın moda haftalarına bakarsak, şu anda öne çıkan Tokyo ve Barselona'yı ele alırsak; tasarımcılarının tanınmasının ve başarılarının, bu şehirlerin moda kenti olarak tanınmasında önemli bir etken olduğunu görürüz. Son yıllarda İstanbul'da moda adına haftalar ve organizasyonlar düzenleniyor. Hatta bu organizasyonlar her yıl daha da gelişiyorlar. Uzun vadede daha da gelişeceklerine eminim. İstanbul, dünya markalarının daha çok dikkatini çekebilir, hatta onların koleksiyonlarını sunmak isteyecekleri bir merkez olabilir. Şahsen ben; bunların hepsinin aslında; kendi moda sektörümüz içindeki bütünlükle, kendi moda tasarımcılarımızın tanınması, gelişmesi ve markalarımızın dünyaca tanınması ile paralel gelişebileceğine inanıyorum. Yazıya farklı bir yerden girdim ama biraz moda haberi ile toparlamak istiyorum. Ara ara son yağmurlu günleri yaşasak da artık bahara girmiş bulunuyoruz. Son dönemde elbisenin öne çıkışı malum. Bu yaz da elbise ön planda olacak diyebiliriz... Elbise kesimlerinde çok alternatif var. Çok pratik olduğu kadar, aslında gece de gündüz de farklı bir kadınsılık ve şıklık katan elbiseler, mutlaka alışveriş listenizin ilk sırasında olmalı! Stilinize, vücut yapınıza uygun kesimlerde bir elbise bulamamanız neredeyse imkansız. Kesimler genellikle iki uçta diyebiliriz. Genelde ya vücudu saran daracık elbiseler veya bol, uçuşan, tam bir yaz gününü anımsatan kesimler var. Straples elbiseler yaz için tanıdık bir kesim, fakat özellikle bu sezon kruvaze, V veya bisiklet yakanın biraz daha önüne geçiyor.
Yayın tarihi: 24 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/24/gny/hanif.html
Tüm hakları saklıdır.