DTP kapatılmamalı

Yargıtay Başsavcısı, Demokratik Toplum Partisi'yle (DTP) ilgili esas hakkındaki mütalâasını Anayasa Mahkemesi'ne sundu. AK Parti iktidarı, "Ne yapalım top yargıda" diyemez. Çünkü, anayasanın 69'uncu maddesi değiştiği takdirde, DTP'yi kapatmak da mümkün olmayacaktır. Elbette AK Parti, hem tek başına böyle bir siyassorumluluk alamaz, hem de zaten anayasa değişikliğine milletvekili sayısı yetmez. Ama belki, CHP ile işbirliğine gidilebilir. Hiç değilse, Deniz Baykal da, özgürlükleri genişletecek bir atılıma, bu surette katkı sağlamış olur.
Partilerin kapısına kilit vurulsa dahi, düşünceler, yeni siyasoluşumların çatısı altında hayatiyetini sürdürüyor. Tam da, Kürt meselesinde bir diyalog aranırken, DTP kapatılırsa, uzlaşma zemini zedelenecektir. Zaten, hemen yeni bir parti, başka ad altında kurulur.
AK Parti'nin, başörtüsündeki hassasiyeti, diğer demokratik konularda da göstermesini dileriz. Zorunlu din dersinde, o esnekliği müşahede edemedik. Kürt sorununa çözüm diye, belirli bir açılıma gidileceği anlaşılıyor. Ama, anayasanın 69'uncu maddesini değiştirmeyi tek başına başaramasa dahi, Tayyip Erdoğan, SiyasPartiler Yasası'nın 81'inci maddesini de mi gündeme getiremez? TRT'nin bir kanalının Kürtçe yayın yapacağı söyleniyor. Buna mukabil, SiyasPartiler Yasası'nın "azınlık yaratılmasının önlenmesine" ilişkin 81'inci maddesi, "Partilerin, kongrelerinde, mitinglerinde, açık veya kapalı salon toplantılarında Türkçe'den başka dil kullanamayacaklarını" belirtiyor. İşte, zaten bu hükümden yola çıkarak, DTP'liler, "Kürsüde, Kürtçe su istesek, suç oluyor" diye şikâyet ediyorlar. TRT'de Kürtçe yayın yapacaksınız ama, Kürtçe birkaç sözün siyasetçi tarafından kürsüde sarf edilmesi, onun cezaya çarptırılması için yeterli sayılacak. AK Parti'nin, çözüm paketinde, mutlaka, SiyasPartiler Kanunu'ndaki bazı maddelerin değiştirilmesinin öngörülmesi lâzım.