Galatasaray!..

Herkes bana Galatasaray'ı soruyor.. Umurumda değil.. Bir kulüp düşününki, başkanı "Sözümde durarak herkesi yanılttım" diyerek kendisine övünç payı çıkarabiliyor.. Dahası var mı?. Sözüne kimseler inanmıyorsa, ortalarda nasıl gezebiliyorsun Özhan?..
Kaldı ki, hala inanmayanlar, hala "Beyaz oy" senaryoları yazanlar çok.. Ben Özhan Canaydın'ın bu defa samimi olduğuna inanan azınlık içindeyim.. Çoğunluk için gerçek ancak kongre günü oylar sayılınca ortaya çıkacak.
Canaydın'ın yerine beş aday renk çekmiş..
Ben 69 yaşında, 62 yıldır sporun içinde, 50 yıllık gazeteci, 45 yıllık Galatasaraylı, 30 yıldır İstanbul'da, Galatasaray çevrelerinin tam da göbeğinde Hıncal Uluç, bu beş kişiden üçünü sokakta görsem tanımam.. Birinin adını ilk defa duydum. Birinin Galatasaraylı olduğunu yeni öğrendim..
Görünüşe göre kazanacak da şimdiden belli..
Kulübü bu hale getiren felaket yönetimin iki numaralı adamı.. Yani baş sorumlulardan biri..
Bana ne?..
Kongre utansın..
"Bu kongrede üye olmak bana itibar vermiyor" diyerek üyelikten istifa ederken ne kadar isabetli karar aldığımı bugün daha iyi görüyorum..
Galatasaray'la gönül bağım da hergün biraz daha zayıflıyor.
Galatasaray buysa, bu hallere düştüyse, çıkış bulunamıyor, kimseler de bulmak için kafa yormuyorsa..
Eski başkanlar, duayenler toz olmayı tercih ederken, en güvendiğim Alp Yalman "Keşke o da saklansaydı" dedirten saçma sapan işler yapıyorsa, benim umudum kalır mı?.. Umudumun bile olmadığı yerde ne işim olur peki?..