AK Parti'ye ciddi bir alternatif doğması, demokrasi sevdalılarının işine gelir. Ama aksine, CHP'de kan kaybı devam ediyor. Deniz Baykal'ın Genelkurmay Başkanı'yla karşı karşıya gelmesi de onun tabanını rahatsız etti. Çünkü Baykal, 28 Şubat sürecinde,
"Türk Silahlı Kuvvetleri, bir nevi sivil toplum örgütüdür. Elbette düşüncelerini ifade edecektir" diyen ve onların siyasete müdahalesini doğal karşılayan bir politikacı. Tabanındaki önemli bir çoğunluk da, orduyu, laiklik açısından teminat olarak görüyor.
Keşke iktidara gelmenin yolu, parti içi muhalefeti tasfiye etmek olsaydı. Bu durumda Baykal, çoktan başbakanlık koltuğuna otururdu. Ama parti içinde kendisini güçlendirirken, iktidar ümidi de giderek zayıflıyor. Göreceksiniz mahalli seçimlerde CHP, Şişli'yi de kaybedecek. Çünkü Mustafa Sarıgül'ü tasfiye etti. CHP'de statükoyu kırmak kolay değil. Bugün, AK Parti'ye gıpta edenler, şu önemli gerçeği gözden kaçırmasın: AK Parti, Erbakan Hoca'nın hegemonyasına başkaldıranların eseridir. Hem Baykal yerli yerinde dursun... Mustafa Sarıgül gibi Şişli'nin adeta kralı olan bir isim tasfiye edilsin; Haluk Koç, Ali Topuz, Gülsün Bilgehan, Bülent Tanla gibi bir dönem baştacı yapılan kişilerin üzeri çizilsin. Hem de iktidar ümidi canlı kalsın... Bu mümkün değil. Hırçınlık, acaba ümitlerin sönmesinden mi kaynaklanıyor?
Yayın tarihi: 10 Mart 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/10//haber,5A14E3041C80439ABB5048B37CEE63D5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.