Sekiz yıl savaştılar!..
20 yıl sonra buluştular!..
1979 İslam Devrimi'nin üzerinden
29 yıl geçti.
İran ve
Irak liderleri ilk kez bir araya geldi. Gazeteler, İran Cumhurbaşkanı
Mahmud Ahmedinecad'ın iki günlük Bağdat ziyaretinin gövde gösterisine dönüştüğünü yazdı.
Ziyaret, bölgedeki hareketliliği gösteriyor.
Her şeyden önce bölgedeki hassas dengelerin sarsılabileceğine işaret ediyor.
Öyle ya;
"Bu işaret neyin nesi?" Çok basit.
Uzmanlara göre, bölgeye, 20. yüzyılda kurulan dengeler yetmiyor!.. Küresel yolculukta artık Ortadoğu'da kurgulanan
'Anglo Sakson' yani
'Atlantik İttifakı' nın ortaya koyduğu politikanın kesin olarak gözden geçirilmesi gerekiyor.
Atlantik İttifakı, İngiltere ve ABD eksenli bir siyasi ortaklık.
Rusya ve İran ittifakı Bu ortaklık Ortadoğu'da 'Büyük Ortadoğu Projesi' ile temsil ediliyor.
Ancak ortada ciddi bir muhalefet var.
Bölgenin Atlantik İttifakı'nın dengelerine uygun olarak yeniden yapılandırılmasına bir başka eksen karşı çıkıyor.
Adam Sosyal Bilimler Araştırma Merkezi Direktörü
Murat Sofuoğlu, "Muhalefeti Rusya ve İran yapıyor. Atlantik İttifakı'nın Ortadoğu'da sürdürdüğü yeniden yapılandırmaya karşı bambaşka kartlar açılıyor" diyor.
Sofuoğlu ekliyor;
"Bu kart
Putin'in yönettiği Rus kartıdır. Rusya ve İran, tüm kamuoyunun gözleri önünde Şii yönetiminin domine ettiği Irak'ta kendini gösteriyor. Bu nokta Rusya ve İran'ın birlikte yaptığı ittifakın uçlarının Atlantik İttifakı'nın uçları ile birbirine çok yaklaştığını gösteriyor."
Doğrusu, ilginç bir değerlendirme!
Öyle ya, bu uçların kesişme noktası neresi olabilir?
Acaba Kuzey Irak mı?
Geçen hafta İstanbul'da
Musul Vilayet Konseyi üyelerini konuk eden
Irak Çalıştay'ında söz dönüp dolaşıp bu noktaya geldi. Irak deyip geçmeyin!
Irak'ta her il bir eyalet.
18 eyalet var..
2004'te hazırlanan ve 2005'te referandumla kabul edilen Irak Anayasası'na göre, 3 vilayeti bir araya getiren federasyon kurabilir.
Süleymaniye, Erbil ve Dohuk ili,
'Bölgesel Kürt Yönetimi' nin varlığını Anayasa'dan aldığı bu güce dayandırıyor.
Şimdi sırada Iraklı Şiiler var. Kendi yönetimlerini kurmak için uğraşıyor, 9 vilayeti bir araya getirmeye çalışıyorlar. Irak'ın Güney Bölgesi farklılaşıyor.
Sünni Arap Bölgesi de kendi içinde farklı bir yolculuk sürdürüyor.
Peki, değişen bu dengeler içinde Türkiye ne yapacak?
Nasıl kart açacak?
Kafalar karışık Bu bağlamda Türkiye,
Musul vilayeti üzerinden farklı kart açabilir mi?
Konu kritik.
Çünkü Musul, Osmanlı'nın
Ortadoğu'ya açılan penceresiydi. Acaba yakın gelecekte Musul, Türkiye'nin sürdüreceği ilişkiler açısından Atlantik ittifakı ile
Rusya ve
İran ekseni arasındaki mücadelenin en önemli anahtarı olabilir mi?
Bilmem!..
Bu sorunun yanıtını Türk diplomasisi verecek.
Ancak kafamızın içinin çok karışık olduğu kesin. Türkiye'nin Irak politikasını bilen ve tahmin eden var mı?
İşte sorun bu.
Yayın tarihi: 4 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/04//okur.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.