Her şey "Normal" seyrini izleseydi, Başbakan Erdoğan dün gece ulusa şöyle seslenecekti: "Millet olarak kalplerimiz Mehmetçiğimizle birlikte atıyor. Bu milletin kahraman evlatları, ağır kış şartlarında, zor bir coğrafyada birlik ve bütünlüğümüz için adeta şehadete koşuyor. Aziz milletim adına onları selamlıyorum. Her birini o pak alınlarından tek tek öpüyorum."
Sonra şöyle devam edecekti:
"Genelkurmay Başkanlığımızın değerlendirmelerine göre, bugüne kadarki safhada önemli başarılar sağlanmış, hedefler büyük ölçüde temizlenmiştir. Harekât kararlılıkla devam etmektedir."
Ancak "Anormal" bir şeyler oldu, Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari'nin "K. Irak'taki bütün Türk askerleri saat 04.00 itibariyle çekilmeye başladı" açıklaması Çukurca'ya ilk birliklerin ulaşmasıyla doğrulanınca, "Ulusa Sesleniş"in medyaya dağıtılan metni kaynağından, yani Başbakanlık tarafından iptal edildi.
Sonra Genelkurmay Başkanlığı'nın sitesine koyduğu ve herkes gibi bizim de bir gün önce aklımızın ucundan geçiremediğimiz açıklama geldi: "Harekâtın başlangıçtaki hedeflerine ulaştığı değerlendirilmiş, birliklerimiz arazi arama ve taramaları yaparak, 29 Şubat 2008 sabahı itibariyle yurtiçindeki üslerine dönmüşlerdir."
Bu açıklamanın yapıldığı saatlerde tüm yurttaki camilerde "Harekâtın başarıyla sonuçlanması için" dua ediliyor, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu yüksek perdeden "Biz kimseden emir almayız. Pabuç bırakmayız. Kesinlikle imha edeceğiz. İmha etmeden Mehmetçik oradan dönmez" diyordu.
Ucu açık senaryolar Özetlediğimiz
bu tablo her türlü senaryo için yeterli malzeme veriyor: "Başbakanlık ile Genelkurmay Başkanlığı arasındaki ilişkilerde bir kopukluk mu var"dan, "Türkiye ile ABD arasında 1 Mart tezkere şokuna benzer bir kriz mi yaşanıyor"a (dikkatinizi çekeriz; Şubat, 28 çekseydi dün 1 Mart'tı), yani "ABD istihbarat akışını kestiği için mi harekât bitirildi"ye, hatta "Öcalan'ın sağlığında bir sorun mu çıktı"ya kadar. Seç seç al.
Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt'ın Afganistan örneğini vermesinin ertesi günü yaşanan "Şok" gelişmede iki unsur önem taşıyor:
1-Her ne kadar Genelkurmay'ın açıklamasında, "Harekâtın başlangıç ve bitiş zamanı tamamen askeri gerekçe ve ihtiyaçlara göre tarafımızdan belirlenmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu kararına içeriden ya da dışarıdan herhangi bir etki söz konusu değildir" vurgusu yapılsa da, kabul etmek gerekiyor ki,
çekilmenin takvimi ABD Başkanı George Bush ile Savunma Bakanı Robert Gates'in talep, çağrı ya da beklentileri tamamen örtüşüyor.2-Yine Genelkurmay açıklamasında "Terörle mücadele yurtiçi ve yurtdışında kararlılıkla yürütülmeye devam edecektir" ifadesine yer verilse de,
bir daha böylesine kapsamlı sınır ötesi operasyonun kolay kolay yapıl(a)mayacağını söylemek pek de kehanet sayılmaz. İlişkilere yeni tanım Bu da yeni bir döneme girdiğimiz anlamına geliyor.
İç ve dış K ürtler'le ilişkilerin yeniden tanımlanacağı bir dönem olacak bu. Gates'in Ankara'dan Washington'a dönerken uçakta yaptığı açıklamayı unutmayın: "
Cumhurbaşkanı da, Başbakan da bana özel olarak askeri olmayan alanlardaki bazı girişimlerini aktardılar. Kaygıları askeri operasyonlardan taviz vermeden bu girişimlerin ne kadarını kamuoyuna açıklayacaklarına ilişkin dengeyi bulmakta."
Başkan Bush'un operasyonun "Mümkün olduğu kadar çabuk" bitirilmesini istediği basın toplantısında bir soruyu yanıtlarken kullandığı ifadeyi de bir kenara not edin: "Kuzey Irak'ta,
Kürdistan'da özel kuvvetler var."
Bush'un hem üstüne, hem de nasırımıza basa basa "Kürdistan" demesi Ankara'ya "Bazı gerçekleri kabul et" mesajı değil mi? Operasyonun 8'inci gününde bitirilmesi ve bazı iddiaların ya da taleplerin aksine Irak toprakların da güvenlik kuşağı oluşturulmadan birliklerin çekilmesiyle, "İşgal" korkuları ve "PKK sadece gerekçe, Türk Ordusu, başka stratejik hesaplarla ve uzun süre kalmak üzere sınırı geçti" iddiaları tümüyle çürütüldüğüne göre, Kuzey Irak'la masaya oturma zamanının geldiğini düşünebiliriz. Bush ve Gates istedikleri için değil, "Real politik"in gereği olarak.
Bizce Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani'den sonra Kuzey Irak'taki oluşumun "Başkan"ı Mesut Barzani'ye de Ankara kapıları açılmak üzere. Açılmalı da...
Yayın tarihi: 1 Mart 2008, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/01//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.