Söylenenleri duyduğumda; güleyim mi, ağlayayım mı, şaşırmıştım. Türbanın tartışıldığı "
32'nci Gün" programında, kendini "komünist" olarak tanımlayan bir erkek öğrenci, türbanlıların niye üniversiteye alınmaması gerektiğini anlatıyordu.
Durum çok tuhaftı.
Öğrencinin konuşmasında sürüyle
çelişki art arta dizilmişti ama o bunları fark etmeden nutuk atıyordu.
Bir iki örnek veriyim.
* Komünist öğrenci sık sık "
Aydınlanmadan" söz ediyordu. Aydınlanmanın en önemli araçlarından biri eğitimdir. Aydınlanma felsefesinin öğretildiği yer de üniversitedir. Hem "Aydınlanmadan yanayım" diyeceksin, hem de tıpkı senin gibi genç olan bir başkasını, bundan mahrum bırakacaksın. Aydınlanmasını engelleyeceksin.
* Konuşmasından ve giyiminden, "iyi aile çocuğu" olduğu anlaşılan o komünist delikanlı, konuşması sırasında bol bol işçilerin, köylülerin, dar gelirlilerin haklarından söz etti.
Güzel. Peki bütün araştırmalar, din konusunda hassas olanların, tam da işçiler, köylüler, dar gelirliler olduğunu göstermiyor mu? Suratına bakarak, utanmadan, "Sizi üniversitede görmek istemiyoruz" diye bağırdığın türbanlı kızların çoğu; işçi, köylü, memur, esnaf ailelerinden gelmiyor mu?
Haberlere bakıyorum:
ODTÜ ve
Boğaziçi gibi "kalburüstü" üniversitelerde okuyan komünist öğrenciler türban karşıtı gösteriler yapmış.
Merak ediyorum:
Faşistlik yaptığını fark edemeyen bu komünistleri kim yetiştiriyor?
Bugünkü Tüm Yazıları
Bunlar ne biçim komünist?
Yayın tarihi: 28 Şubat 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/28//haber,75614048B73F4EA18F64809B15361AB5.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.