kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 25 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC

Türkiye'nin en büyük sinema starı Türkan'dır!

ECE SARUHAN - GÜNAYDIN
Sinemadaki 60 yılını 'Yıldızlar Gökte Yaşar' adlı oyunla anlatan yönetmen Ülkü Erakalın: Gelmiş geçmiş en büyük star Türkan! Onun hayatı sinemadır!..
İki hafta önce, Yeşilçam'ın efsane yönetmeni Ülkü Erakalın'ın 'Yıldızlar Gökte Yaşar' adlı tek kişilik oyununu izlemek için Gönül Ülkü-Gazanfer Özcan Tiyatrosu'na gittim. Oyun diyorum ama ömrünün 60 yılını sinemaya adayan Erakalın'ın gösterisi daha çok bir sanat tarihi belgeseli gibiydi... Multivizyon gösterileriyle süslenen oyunun dört yıllık bir çalışmanın eseri olduğunu dile getiren Erakalın, dünyada başka bir örneği olmayan bir işe imza attığını söylüyor: "Bu, son yılların en değişik gösterisi. Dünyada ilk defa bir sinema yönetmeni 60 yıllık anılarını kendi yazıyor ve sahnede kendi oynuyor. Geçenlerde Afife Jale jürisinden oyunu izlemeye geldiler. Onların yerinde olsam bu yıl Jüri Özel Ödülü'nü Türkiye'de ve dünyada bir ilki denediği için Ülkü Erakalın'a verirdim."

DERS OLARAK GÖSTERİLMELİ
Ünlü yönetmen, anlattıkları ve söylediği şarkılarla seyirciyi Yeşilçam Sokağı'nda nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor. Neriman Köksal'ın Zeki Müren'in zoruyla sahneye çıkıp, kendisini dinlemeye gelen İsmet İnönü'ye, 'Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' adlı şarkıyla seslendiğini duyduğunuzda kahkahalarınıza engel olamıyorsunuz. Türkan Şoray'ın merakından şimdilerin Panter Emel'i Emel Yıldız'la birlikte sete gittiğinde keşfedildiğini duyunca şaşırıyorsunuz. Cahide Sonku'nun çöküş hikayesini dinlerken ise içinizden, "Bu oyun sinema öğrencilerine ders olarak gösterilmeli. Öğrenecekleri çok şey var" diye geçiriyorsunuz...

* Nereden aklınıza geldi bu oyunu sahneye koymak?
60 yıl boyunca ünlüler dünyasında çalışmadığım kimse kalmadı. Benim bilgim hiçbir sanatçıda yok. Türkiye'nin yaşayan tek sanat tarihçisiyim. Oyunu sinemaya gönül vermiş ünlü-ünsüz, amatör-profesyonel herkese ders olsun diye sahneliyorum. Bence hepsi gelip, izlemeli. Sahneye çıkmak başlangıçta beni biraz korkuttu ama Göksel Kortay, Gencay Gürün ve Haldun Dormen çok desteklediler beni. Bir de sponsor bulabilirsek çok daha güzel olacak her şey.

* Neden oyunun adı 'Yıldızlar Gökte Yaşar'?
Bana göre eser bırakan insanlar ölümsüzdür ve onlar birer yıldız olarak gökyüzünde yaşarlar. Oyunumda, gökyüzündeki parlak yıldızları anlatıyorum.

AYHAN IŞIK VE EDİZ HUN BAŞKADIR!
* Oyun, sözleri size ait olan bir sinema şarkısıyla başlıyor. 'Bir sinema şeridi bu, kimler geldi kimler geçti. Kimi yıldız, kimi hiçti' diyorsunuz bu şarkıda. Kim bu yıldızlar ve hiçler?
Bu şarkıyı yapmak Türk Sineması'na borcumdu. Sinemadan, gerçekten çok dolu olanlar da geçti, boş olanlar da. Bugün boşlar daha çok. Hiç olanları sinema tarihine bırakalım ama star dediğimizde benim aklıma ilk gelen Türkan Şoray. Hülya Koçyiğit, Filiz Akın ve Fatma Girik de çok iyi oyunculardır.

* 'Dört yapraklı yonca'nın yeri başka yani...
Aslında onu beş yapraklı yapmak lazım. Ben Selda Alkor'u da bu gruba katıyorum. Erkeklerden de Ayhan Işık'ın çok başka bir ışığı vardı, girdiği her yerde 'ben aktörüm' diye bağırırdı. Ediz Hun da kendi kulvarında bir başkaydı. Ama yine de Türkan Şoray Türk Sineması'nın en büyük yıldızıdır bana göre. O, tüm hayatını sinemaya adadı. Onu 17 yaşından beri tanırım. Oyunda da anlattığım gibi o zamanlar onu sete getirebilmek için annesinden imza alırdık.

* Kanunları daha o zamandan işliyordu yani...
Türkan Şoray'ın bana karşı hiçbir zaman kanunları olmadı. O kanunlar Rüçhan Adlı ile birlikte olmaya başladıktan sonra ortaya çıktı. Onlar Türkan Şoray'ın değil, Rüçhan Adlı'nın kanunlarıydı.

* Oyunda en uzun bölümü Cahide Sonku'nun hayat hikayesine ayırmışsınız. Onun zirveden akıl hastanesine düşüşünü adım adım anlatmışsınız...
Cahide bir efsaneydi. Onun hikayesi herkese örnek olmalı. Bugün de onun izinden gidenler var.

HÜLYA'NIN SESİ FECİYDİ!
* 'Sonu Cahide Sonku gibi olacak' dediğiniz kimse var mı sanatçılar arasında?
Muhterem Nur vardı ama Müslüm Gürses'le birlikte olarak kurtardı kendini. Müslüm'le tanıştıktan sonra hem kendini topladı, hem de ona sahip çıktı. Hayatını filme çekmeyi istediğim tek insandır Muhterem Nur... Hülya Avşar'ın sonu da böyle olabilirdi ama iyi paralar kazandığı için o dönüşmez Cahide'ye. Hülya akıllı, Cahide his kadınıydı. Zaten bir insan çok hisliyse çok mutlu olamaz. Gerçi Hülya'nın da mutlu olduğunu sanmıyorum. Garip bir mücadele içinde. Son dönemde sanat adına yaptığı hiçbir şey yok, olayı basınla götürüyor. Ama çok zeki. Bence Türkiye'nin en güzel kadını değil, en zeki kadını olduğunu iddia etmeli.

* Oyunun tanıtım broşüründe, "Benim için son star Hülya Avşar'dır" diyorsunuz...
Hülya Avşar, sinemaya girdiğinde çok iyi bir oyuncuydu ama sonradan gözünü para hırsı kapladı. 1987 yılında bana, "Ben şarkı söylemeyi çok istiyorum" dedi. "Hadi, bir şarkı oku" dedim. İnan ki sesine tahammül edemedim. Hayatımda bu kadar çirkin bir ses görmedim. Bugün onu dinlerken şaşkınlıklar içindeyim. Ne biçim bir iradesi varmış. Bugün de çok güzel okumuyor, assolist değil ama o dinlediğim sesle bugünkü ses arasında mucizevi bir fark var. Havasıyla, dekoltesiyle şarkıları götürüyor. Sadece oyunculuğa kanalize olsaydı, bugün çok başka yerlere gelirdi.

* Bugün Hülya Avşar, "Türkiye'nin en güzel kadınıyım" diye bas bas bağırıyor ama 'dört yapraklı yonca'nın ağzından bu lafı hiç duymadık...
Çünkü onlar en güzel kadınlar değildi, çok iyi oyunculardı. Türkan Şoray Rüçhan Adlı'yla, Fatma Girik ise Memduh Ün'le senelerce nikahsız yaşadı. Ama halk bunu onların yüzüne vurmadı. Onları ayıplamadı. Oysa bugün böyle davrananlar zerre kadar saygı görmüyor. Halk gerçek starı biliyor ve onu bütün günahlarıyla kabul ediyor.
Haberin fotoğrafları