Başbakan Erdoğan, Doğan Grubu'nun başörtüsüyle ilgili tutumuna önceki gün cevap verdi.
Fazla detaya girmeden birtakım iddialarda bulundu.
Erdoğan dün il başkanlarıyla yaptığı toplantıda aynı tartışmayı sürdürdü ama bu kez farklı bir boyuta taşıdı, gazetelerin içeriklerine yönelik bir müdahalede bulundu.
Bu, ahlaki değer yargıları içeren bir müdahaleydi.
Bu ülkede liberal, sağcı, solcu, muhafazakar gibi sınıflandırabileceğimiz çeşitli gazeteler var.
SABAH'ın da aralarında bulunduğu gazeteler, daha çok İngiliz geleneğinin takipçileri.Yani siyasi haberle magazini dengeli biçimde vermeye çalışan ürünler bunlar. Bu gazeteyi para vererek alan insanlar, neyle karşılaşacağını biliyor.
Arka sayfasında bir kadın, eklerinde cinsel bilgiler, eşcinsellerin gerek sorunları, gerek yaşamlarıyla ilgili haberler vs.
Bu gazetelerin, özellikle Başbakan Erdoğan'ın eleştirdiği ekleri çok tutuluyor, tirajda ciddi etkisi var.
Türkiye'de her gün milyonlarca insan para verip "bu gazeteleri" alıyor, okuyor.
Onunla sınırlı kalmıyor, her bir gazete elden ele dolaşıp daha fazla okunmuş oluyor.
Şimdi siz "muhafazakâr" bir parti olabilirsiniz ama kendi muhafazakâr görüşünüzü toplumun tümüne, özellikle basına dayatamazsınız. Sonuçta aldığınız oy yüzde 47 olabilir ama bunun içinde size sadece muhafazakar niteliğiniz dolayısıyla oy vermeyen ciddi bir kitle de vardır.
Basın özgürlüğüne inanıyorsanız, "müdahale" sözünü kullanmamanız gerekir.
"Hangisine müdahale edildi" sorusunu, kendi durumunuzu anlatmak için bile kullanamazsınız, çünkü
basında ahlak kurallarını siyasi iktidarın başı koymaya başlarsa, o rejimin adı demokrasi olmaz. O nedenle, gazetelerin yayın anlayışları konusunda tepki göstermeniz belki anlaşılır bir şeydir ama ahlaki sınırlar çizmeye kalkmanız demokratik bir tutum değildir.
Yayın tarihi: 14 Şubat 2008, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/14//haber,278502B88B134765A699FCA2758A9708.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.