kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Şubat 2008, Cuma
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
Tugrul Cankurt tam 3.5 yıldır bu durumda. Yardım olmadan hiçbir şey yapamıyor.

Felçli öğretmen ötanazi istiyor

Nergis DEMİRKAYA ANKARA
25 yıllık öğretmen Tuğrul Cankurt trafik kazası sonucu yatağa mahkûm yaşıyor. Omurilik felci olan Tuğrul hoca "Ya insanca yaşam, ya onurlu ölüm" diyerek ötanazi hakkı istiyor..
Bacağı kırılan atların daha fazla acı çekmemesi için vurulması, omurilik felçlisi bir öğretmenin de çığlığı oldu. 25 yıllık resim öğretmeni Tuğrul Cankurt, geçirdiği trafik kazası sonucu yatağa mahkum hale gelince devlet de yaşamını kolaylaştıracak olanakları yeterince sunmayınca, "Ya insanca yaşam, ya onurlu ölüm" diyerek ötanazi hakkı istedi. Ötanaziyi, "İnsanlığından çıkmış birinin bu durumun farkında olarak yaşamak istemediği için kendini vurdurtmasını" anlatan "Atları da vururlar" filmine benzeten Cankurt, "Neden insancıl nedenlerle insanları öldürmeyelim" dedi.

KORKUNÇ KAZA
Yaşam dolu, gülen gözlerle hayata bakan Tuğrul Cankurt'u ötanaziyi ister hale getiren korkunç olay 4 yıl önce yaşandı. Yıllarca Tunceli başta olmak üzere Türkiye'nin çeşitli illerinde resim öğretmenliği yapan Cankurt, Polatlı'da trafik kazası geçirdi. 55 gün yoğun bakımda kaldıktan sonra ancak boyundan aşağısı felçli olarak hayata döndü.

YENİ BİR ORTAM
Tuğrul Cankurt, ötanaziyi bir daha iyileşmeyeceğini öğrenince düşünmeye başladı. Bunu eşine ilk açtığında, "Tıpta bir sürü gelişme var. Önce mücadele et, 2 yıl bekle. İyileşmezsen tekrar konuşuruz" yanıtını aldı. Bu süreçte Cankurt ailesi için de zorlu yaşam başladı. Evin içinde sedye çevirmek, balkona tekerlekli sandalye çıkarmak mümkün olmayınca bütün şartlar zorlanarak yeni ev alındı. Yaşamını kolaylaştıracak, onu ayağa kaldıracak cihazlar alınmak istendi. Ancak sosyal güvenlik kurumları bedelini ödemedi. Sürekli yattığı için kullanması gereken havalı yatak için bile 90 YTL ödendi. Aile vücutta yara yapmayan yatağa 2 bin 500 YTL ödemek zorunda kaldı. Bir zamanlar resim yaparken artık fırçasını bile tutamayan Cankurt, devletin omurilik felçlilerini kambur gibi gördüğünü belirterek yaşadıklarını şöyle anlattı: "Dışarı çıkamıyor, bilgisayar kullanamıyor, sürekli sayfayı çevirecek biri olmadığı için kitap okuyamıyorum. Günde kaç kez su içersiniz. 8-10 kez. Kaç kez yemek yersiniz. Kaşığı kaç kez ağzınıza götürür getirirsiniz. Onlarca kez. Başınızı kaç kez kaşırsınız? Ben bunların her birini yapmak için birine muhtacım. Tükeniyorum. Çevremdekileri de tüketmeye başlıyorum. Bir yardımcı gerek ama bunu devlet karşılamıyor."

ACI CAİZ Mİ?
Durumunu, "Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış mahkûm"a benzeten Cankurt, "Her gün önceki günden daha zor geçiyor. Sıkıştığınız kapanda çember daralınca ölmeyi istemek zor değil. 3.5 yıldır kuluçkada gibiyim. Tavuk bile olamadım. Üretmemek beni çok üzüyor" dedi. İnsanca bir yaşam olanağı sunulmayınca ötanaziyi bir hak olarak istemeye başlayan Cankurt, bunun dinen sakıncalı bulunmasına da tepkili: "Peki dinen acı çekmek caiz mi? O zaman iyi yaşamanın, yaşatmanın imkanlarını sağlasınlar." Türkiye'de 50 bine yakın omurilik felçlisi kaderiyle baş başa bırakılıp ailelerinin insafına bırakılıyor. Omurilik felçlileri ayağa kaldıran, elleri kolları çalıştıran çok sayıda cihaz bulunuyor. Ancak tuvalet sandalyesi dahil bu cihazların bedelini sosyal güvenlik kurumları ödemiyor. Günde bir saat fizik tedavi imkânı sağlanmıyor.
Haberin fotoğrafları