Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Artık hem yakışıklı, hem karizmatik, hem de öfkeli bi Başbakanımız var. Üstelik de iyi bi hatip.. Bu meziyetlerin bi insanda toplanması tanrının bağışından başka n'olabilir. Her kula nasip olmaz yani. Marlon Brando'nun uzun boylusu..
Valla, "kıskanmıyorum" desem yalan söylemiş olurum. Neyse, kıskançlığımı bastırıp, konuyu değiştiriyorum ve Marmaris İçmeler'de İngiliz bi turistin sorduğu soruyu seninle de paylaşmak istiyorum.
Esasında pek turist sayılmazlar. Karı koca emekli olunca ev alıp İçmeler'e yerleşmişler. Kadının sorusu şöyleydi Abuzittincim:
"Acaba bize de İran'daki gibi çarşaf giydirecekler mi?"
Bi kafede oturuyorduk, ben yan masadaydım. Sohbet öyle başlamıştı. Soruyu duyunca, önce şaka yaptığını sandım, ciddiydi. Kocası hafif işittiğinden yüksek sesle konuşmaya alışmıştı. Kısa bi duraklamadan sonra kulağına eğilip: "Aman madam dedim, Türkçe bi deyimdir; 'Yerin kulağı vardır' derler. Başbakanımız bu 'çarşaf giydirme' konusunda çok hassastırlar. Böyle uluorta konuşmamanızda yarar var. Üstelik oturma izninizi de henüz alamamışsınız!"
Kadın "anlıyorum" gibilerden başını sallarken, Anayasa'da yapılan değişikliğin ne anlama geldiğini, dilim döndüğünce anlattım.
"Çok telaşa gerek yok, İran'a benzememiz için daha biraz zaman var" demedim tabii. Kadın kocasına döndü:
"Danny ben sana söylemiştim. Acele etmeyelim. Avukatla da iyice konuşalım. Evi satıp satmamaya sonra karar verelim" dedi.
Her yerde böyle pimpirikli insanlar olabilir Abuzittincim ama benim anladığım türbanla ilgili dış basında yazılan bazı haber ve yorumlar yabancıların kafasını hafiften karıştırıyor.
Yani, kafası karışan biz Türkler değiliz, sade. Umarım bu turizmi de etkilemez. Yoksa ben de mi çok pimpirikliyim dersin?
Şimdi "dış basın" diyince aklıma "iç basın" geldi. Başbakanımızın bazı gazetelere kızıp da "..gazetelerinizin baş köşelerinde, bu toplumun ahlak değerlerine tamamen ters düşen çırılçıplak kadın resimlerini basıyorsunuz... İlavelerinizde, her şey ortada !.. " çıkışına ne diyorsun. Ben "çırılçıplak" lafının "çırıl" kısmında Sayın Başbakanla aynı düşünce de değilim, ama "çıplak" kısmı doğru. "Yarı çıplak" olsa daha doğru olurdu.
Fakat şu konuda kendisini takdir etmemek mümkün değil, demek bunca iş arasında her gün gazetelerdeki resimleri inceleyecek zaman bulabiliyor. Üstelik "ilave"lerine kadar! Tam mektubu bitirirken TV haberlerde Almanya'daki o feci yangınla ilgili son gelişmeler veriliyordu. 80 kişilik Alman tahkikat ekibi hâlâ çalışıyormuş. Esasında 84 olması lazım. Hatırlarsın, Başbakanımız Almanya'ya giderken, çok isabetli bi hareketle, yangın sabotaj işlerinde uzmanlaşmış 4 emniyet mensubunu da beraberinde götürmüştü.
Her ne kadar Türkiye'de kundaklanan 100'den fazla tarihi binanın (yalnız Ortaköy'de, Naime Sultan yalısı dahil, 60 bina) tek bi failini bulamamış olsalar da, ben Almanya'da çok başarılı olacaklarına eminim kardeşim.
Bu vesileyle gerekli yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.