Erdoğan: Almanya-Türkiye dostluğu kolay kolay zedelenecek bir dostluk değil

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Almanya-Türkiye dostluğu öyle kolay kolay zedelenecek bir dostluk değildir'' dedi. Başbakan Erdoğan ile Almanya Başbakanı Angela Merkel, çalışma yemeğinin ardından ortak basın toplantısı düzenlediler.Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Almanya ziyaretinin çok verimli bir şekilde başladığını söyledi.

Almanya ziyaretinin, Ludwigshafen kentinde yaşanan üzücü olayın yaşandığı bir döneme rastladığını belirten Erdoğan, acılarının büyük olduğunu ifade etti. Ludwigshafen'e dün giderek yangın mahallini gördüğünü kaydeden Erdoğan, itfaiye ekibine ve Alman polisine teşekkür etti.Başbakan Erdoğan, ''Araştırmalar, incelemeler, tetkikler yapılacak ve nedeni üzerinde durulması inanıyorum ki hem bizleri hemde kendilerini rahatlatacaktır. Bu, sorumluluk mevkinde olan hepimizin zaten bir sorunudur, sorumluluğudur. Çünkü bizim de rahatlamamız, acaba bu yangın niye çıktı, neden oldu? Bunları araştırmaktır. Ben Sayın Merkel'in bunu yakından takip ettiğini gördüm. Bundan dolayı da ayrıca kendilerine teşekkür ediyorum'' dedi.

''DOST, MÜTTEFİK, YAKIN BİR ORTAK ALMANYA''

Almanya'nın, Türkiye'nin ''Dost, müttefik, yakın bir ortağı'' olduğunu vurgulayan Erdoğan, Türkiye-Almanya ilişkilerinin her geçen gün
zenginleşerek devam ettiğini söyledi.Türkiye ile Almanya arasında, özellikle siyasi, askeri, ekonomik, kültürel alanlarda çok anlamlı bir ilişki olduğunu kaydeden Erdoğan, ekonomik alandaki ticaret hacminin 2007 yılı sonu itibariyle 22 milyar Avroya ulaştığını ifade etti.

Almanya'nın, Türkiye'nin birinci sıradaki dış ticaret ortağı olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu açıdan Almanya'nın, Türkiye için çok önemli olduğunu dile getirdi.Türkiye'de, 3 bine yakın Alman girişimcinin bulunduğunu bildiren Erdoğan, Almanya'da da 60 bin Türk vatandaşın girişimci haline geldiğini ve bunun kendisi için sevindirici bir durum olduğunu söyledi.

ENTEGRASYON

Çalışma yemeğinden önce, yaklaşık 300-350 Türk ve Alman öğrenci ile bir araya geldiklerini hatırlatan Başbakan Erdoğan, bu toplantıda özellikle
entegrasyon sürecinin ağırlıklı olarak konuşulduğunu dile getirdi. Sorunların çözümü için gençlerin yaklaşım tarzlarını görmelerinin kendilerini ayrıca mutlu ettiğini kaydeden Erdoğan, gençlerin özgüvenini ve tablodaki çeşitliliği görmesinden dolayı duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Erdoğan, ''Temennimiz odur ki entegrasyon konusunda biz siyasiler üzerimize düşeni yaparak, dil, din, ırk, milliyet gibi konular bir kenara bırakılarak insan ortak paydasında bütünleşmek suretiyle entegrasyonu sağlamamız gerekir'' dedi.Bu konuda ne gerekiyorsa Türkiye olarak yapacaklarını vurgulayan Erdoğan, Alman Hükümetinin de bununla ilgili üzerine düşeni yapacağına inandığını ifade etti.

Türkiye'de, orta öğretimde Alman liseleri ve Almanca eğitim gören liseler bulunduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, Almanca ile eğitim
yapacak üniversitenin kurulma aşamasında olduğunu dile getirdi. Erdoğan, ''Arzumuz şudur: Aynı şekilde biz de Almanya'da bu tür adımları
atabilelim. Bu tür girişimlerde bulunalım. Almanya'da bu tür adımların atılmasıyla gençler bu imkanı, bu fırsatı yakalasınlar'' diye konuştu.

''ÖTEKİLEŞTİRME ANLAYIŞI ARTIK BİZİM LUGATIMIZDA YER ALMAMALI''

Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:''Sayın Merkel ile Almanya'da bulunan 2 milyon 700 bin Türk vatandaşının sorunlarını görüşme fırsatımız oldu.
Almanya'da son zamanlarda medyada ağırlıklı olarak gündeme gelen bu dışlanmışlık konularının üzerinde durma fırsatımız oldu. Bunları tabii artık bizim dışlamamız lazım. Bunları bir kenara koymamız lazım. Çünkü 'ötekileştirme' anlayışı artık medeniyetler ittifakını konuştuğumuz dünyamızda bizim lugatımızda yer almamalı. Çünkü medeniyetler ittifakını başarabilirsek insanlık inanıyorum ki küresel barışı yakalayacaktır. Bu küresel başarıya çok ihtiyacımız var. Eğer bunu başaramazsak, bunun yerini görüyorsunuz küresel terör alıyor. Küresel teröre karşı da ortak mücadele sürdürmemiz gerekir diye düşünüyorum. Bu arada, Türkiye'nin Avrupa Birliği katılım süreci gündemimizde yer alan önemli konulardan biriydi. Sayın Merkel'e, AB üyelik sürecinde bizlere vermiş oldukları destekten dolayı da teşekkürlerimi ifade ettim. Ve bundan sonraki süreçte de yine aynı şekilde bu desteği sürdürmelerini kendilerinden rica ettim.Almanya'nın, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakereleri noktasında hakikaten 5 yıllık başbakanlığım süresince hep desteklerini gördüm. Sürekli bizim yanımızda oldular. Ve bu süreç yine aynı şekilde devam ediyor.''

BÖLÜCÜ ÖRGÜT İLE MÜCADELEDE DESTEK

Dünyadaki terör eylemlerine karşı neler yapılabileceğinin de Merkel ile yaptığı görüşmede ele alındığını belirten Erdoğan, uluslararası terör
örgütleri listesinde yer alan bölücü örgüt PKK ile mücadelenin uluslararası dayanışma ve kararlılık gerektirdiğini, bu konuda da Angela Merkel'den yardım ve destek istediklerini bildirdi.

Orta Doğu'daki gelişmeler Suriye, Lübnan konularını görüştüklerini anlatan Başbakan Erdoğan, enerji konusunun da görüşmede ele alınan konular arasında olduğunu ifade etti.Erdoğan, Alman girişimcileri, Türkiye'deki nükleer santral ihalesine de davet etti. Erdoğan, ''Türkiye ile Almanya arasındaki süreci hızlandırmak istiyoruz. Ki barış daha güç kazansın, dostluk kazansın, sevgi kazansın diye düşünüyorum'' sözleriyle açıklamasını tamamladı.

''MEDYA YAPICI BİR TUTUM İÇİNDE OLMALI''

Başbakan Erdoğan, açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.Erdoğan, medyanın Ludwigshafen'de meydana gelen üzücü olayla ilgili yaklaşımını eleştirerek, medyanın yapıcı bir tutum içerisinde olması gerektiğini söyledi.Olay olduğu zaman, anında bir kanıya varmanın ülkeler ve milletler arasında bir sıkıntı doğuracağını vurgulayan Erdoğan, bazı aşırı uçların sebep olduğu olaylar konusunda medyadan destek beklediklerini ifade etti. Erdoğan, ''Almanya-Türkiye dostluğu öyle kolay kolay zedelenecek bir dostluk değildir'' dedi.

Erdoğan, Ludwigshafen'de meydana gelen olay nedeniyle bir anıt yapılıp yapılmayacağına ilişkin bir soruya da şu yanıtı verdi:''Bu tür olayları anıtlaştırmak bana göre gelecek nesillere farklı olumsuzlukları yansıtır. Biz, bu tür olayla ebediyete intikal edenleri kalkalım kendi değerlerimizle, dualarımızla analım. Ama bu anıtlar dikildiği zaman bu anıtın altına siz bir tanım getireceksiniz. Ve bu tanımı getirdiğiniz zaman bunun gelecek nesillere bir kin, bir nefret tohumu ekmeyeceğini kim garanti edebilir? Doğrusu ben bunları çok yanlış buluyorum. Bunların üzerinde durmayalım. Biz ölenlerimizi hayırla yad etmeye devam edelim diye düşünüyorum. Eğer böyle her yangın faciasının arkasından birer anıt dikmeye kalkarsak inanıyorum ki ülkeler anıtlardan geçilmez.''

AA