Bazı diziler reytinge koşar, bazıları ise yayınlandığı kanala prestij sağlar. Ama ne yazık ki, sonunda Reyting Hazretleri'nin dediği olur. Bu reyting meselesi, reklam veren açısından ne denli önemli bilmiyorum. "Çok insanın geçtiği caddeye tezgah açmak" ticaretin düz mantığına uygun olabilir. Ama ya Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorsanız? O zaman "kalabalığın" bir önemi kalır mı? Reklam verenler de son dönemde bu gerçeği görmüş olmalı ki, Medya Takip Merkezi'nin yayınladığı "En Çok Reklam Alan Diziler" listesi ile AGB Anadolu ölçümlerindeki "En Fazla Reyting Alan Diziler" listesi birbiriyle örtüşmüyor. Yani, "yüksek reyting" reklam almak için "tek başına" belirleyici bir etken olmaktan çıkmış. Çünkü dizinin hitap ettiği kitlenin sosyoekonomik statüsü ve "cebindeki paraya hükmetme becerisi" reklam veren için daha büyük önem kazanmış. Karayılan bu sezon atv'nin en yüksek maliyetli dizisiydi. Samandıra'daki platoda eski Antep'in beşte biri yeniden inşa edildi. Yönetmeninden, oyuncusuna, teknik ekibinden, lojistiğine kadar "mevcut olanın en kalitelisi ile" çalışıldı. Üstelik milli duyguların tavan yaptığı bir dönemde, unutulmaz Antep savunmasının ruhunu, destansı bir anlatımla ekrana taşıdı. Ama gelin görün ki, aldığı reyting, yapılan yatırımın yanında sönük kaldı. Ben paraya değil, "emeğe" acıdım. Zira sete gittiğimde başrol oyuncusu Bülent İnal uykusuz geçen üçüncü günün sonunda kan kırmızı gözleriyle oturuyordu. Set işçileri yorgunluktan taşların üzerinde uyukluyorlardı. Karayılan'ın düşük reytinglerini bir televizyon eleştirmeni olarak izah etmekte zorlanıyorum. Bazı konulardaki kuşkularımı kafamdan kovalamaya çalışıyorum. Mutlaka "benim göremediğim" bir gerekçesi olmalı. Senaryo mükemmel, teknik altyapı neredeyse kusursuz. Kostümünden, mekanlarına ve teçhizatına kadar her şey dönemine uygun olarak yeniden yaratılmış. Oyunculuklar deseniz, daha önce pek çok dizide kendini kanıtlamış, izleyicinin gönlünde taht kurmuş oyuncular tarafından "fazlasıyla" icra edilmekte. E, daha ne olsun?.. Karayılan geçen salı gecesi "yenilenmiş" haliyle ekrana döndü. Yönetmeni değişti, teknik altyapısı güçlendirildi, senaryosu ve özellikle de diyalogları daha dinamik hale getirildi. Karayılan adeta "yeniden" başladı. Bakalım akıbeti ne olacak? İçinde yatırım, özen, fedakarlık olan Karayılan bu kez de tutmazsa, ülkemizde reytinge esir düşen televizyonculuk adına çok üzüleceğim. Sulu sepken, özensiz, apartma, uydurma, taklit dizilerin prim yaptığı sektörde, Karayılan'ın başarısız olması, kaliteyi önemseyen kanal, yapımcı ve yönetmenleri umutsuzluğa sevk edecek ve onları "reytingin en ucuz yollarına" doğru savuracaktır. Korkum, endişem, bunun içindir...
Bugünkü Tüm Yazıları
Karayılan, Reyting Canavarı'nı bir soksa...
Yayın tarihi: 1 Şubat 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/01/gny/aytug.html
Tüm hakları saklıdır.