Ve "muhafazakar eşcinsel" çözüldü

Hülya Avşar, TurkMax'ta muazzam işler yapıyor. Sezon başında bu programa başlamadan önce "Reytingi ölçülmeyen bir kanalı tercih ettiği için akıllılık etti. Reyting kaygısı olmayınca, ortaya Hülya Avşar'a yakışan bir program çıkacak" diye kehanette bulunmuştum. Tahminim doğru çıktı. Hülya'nın programı daha ne kadar bu kanalda kalır bilemem ama ben çoktan tiryakisi oldum. Hülya Avşar salı akşamı son günlerin "tartışmalı" ismi, modacı Cemil İpekçi'yi ağırladı. Avşar, en "soluk" konuktan bile en can alıcı ve "parlak" cümleleri almayı başarıyor. Sanırım televizyon dünyası müthiş bir "röportajcı" kazanıyor. O gece Avşar sordukça İpekçi açıldı, İpekçi rahatladıkça, Avşar daha "sert" sorular için kendinde cesaret buldu ve ortaya Cemil İpekçi'nin şu çok konuşulacak cümleleri çıktı:
* Babam cinsel tercihimi öğrenince "Beni dört duvar arasında yaptıkların değil, hayatta yaptıkların ilgilendiriyor" dedi. İlk göz sürmemi de o almıştı zaten...
* Babam hayatta üç farklı evladı olduğu için hep şükretti. Biz üç kardeşiz. Ben, erkek kardeşim ve ablam...

AKP'YE NEDEN YAKIN?
* AKP'nin muhafazakar tavrını seviyorum. Diğerlerinin rengi belli değil. Ben karışıklıktan, alaca bulaca renklerden hoşlanmam.
* AKP'nin ekonomik açıdan yaptıklarının yüzde 60'ı bana göre doğruydu. Özellikle de özelleştirme konusunda...
* Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bakıyorum, ikinci kez Çankaya'yı saray olarak görmeyen bir cumhurbaşkanımız var. Onu hep dışarıda çalışırken görüyorum.
* Başbakan Erdoğan'ın o "Kasımpaşalı halk adamı" tavrını çok seviyorum. Son derece doğal davranıyor. Ama ondan beklediğim bir şey daha var. Bence yarından itibaren "Kardeşim biz iktidar olarak güçlüyüz. Türban yasağını kaldırıyoruz. Var mı bir diyeceğiniz?" demeli. Bunu kendisinden bekliyorum. Bir de milletvekili dokunulmazlığını kaldırırlarsa adeta tapınırım onlara...
* AKP, karşıda bir sosyal demokrat parti olmadığı için bu kadar yükün yanında sosyal demokratlığı da üstlendi. Karşıdaki sözde muhalefet ise sadece kötülüyor ve zır zır konuşuyor.
* Bu iktidarın bir tek Avrupa Birliği'ne girme çabasını haklı bulmuyorum. Ben referandum yapılsa AB'ye "Hayır" oyu veririm. "Avrupalı olma" lafını bile hakaret sayarım. Çünkü ben "Avrupalı" değilim.